öncelikle hem ufuk sarıca hem karşıyaka'ya yaptıkları bu büyük işten dolayı bir tebrik ve küçük de olsa utanma duygusuyla bir özür gelsin. açıkçası ufuk sarıca'dan bu kadarını beklemiyordum ne yalan söyleyeyim. ne eurochallenge finali, ne ligi 5. sırada bitirmiş olmaları, ne fb ülker'i elemeleri hiçbiri bugün 19 maçtır yenilmemiş ligin en kaliteli ve donanımlı takımına karşı yaptıklarından daha büyük değildi.
ufuk sarıca hem takımını hem de kendisini bu seriye müthiş hazırlamış. hücum setleri, savunma prensipleri ve her şeyden önemlisi bence bu seriyi 5 maçlık maraton olarak düşünüp gelecek maç galatasaray'ı ipekçi'de yenebilecek formülü iyiden iyiye bulmuş olmaları takdiri fazlasıyla hakediyor.
açıkçası maçın tekrarını izlemedim. sol elimdeki rahatsızlıktan dolayı da uzun bir yazı yazabilecek durumda değilim. ancak kısa kısa bugün ksk neyi doğru yaptı biz neleri yaptık/yapamadık onları yazmaya çalışalım.
- galatasaray karakteristik özelliği olan ilk çeyreklerdeki vurucu hamlesiyle maça başladı. hücumda arroyo'nun hem baskılı savunma hemde ikili sıkıştırmalara rağmen bunu avantaja çevirip arkadaşlarına boş şut imkanı sağlamasıyla bir anda öne fırladık.
- bunu yaparken de futboldaki kademe ve ters kademe gibi işleyen savunmasıyla hiçbir pozisyonda ksk oyuncularına boş şut imkanı vermedik. bir anda çift hanelere çıkardığımız fark sonrası ufuk sarıca oyuna ilk müdahalesini yapmak zorunda kaldı.
- ufuk sarıca oyuna müdahale ederken 2-3 pozisyonda delinmiş olan arroyo üzerindeki yardım savunmasını geri çekmedi. aksine bu savunmayı devam ettirdi. galatasaray'ı da tuzağa çekmek için daha erken atışlar ve ilk ribaund sonrası yarı sahayı hızlı geçme oyununu devreye soktu.
- aslında galatasaray'ın maç başı planları gayet işlevseldi. maç boyunca ergin hoca özellikle 1-4, 4-1 pas kanallarını rahatsız etmeyi amaçlamış ve topu daha çok evren'in kullanmasına izin vermeyi düşünmüştü. hatta ve hatta birkaç pozisyonda gördük ki evren'in tepede ikili oynamaması için evren'in baseline tarafını boş bırakıp onu çizgiye inmeye zorlamaya çalışıyordu. bunu en az 3 hücumda bariz bir şekilde gördük ve işe yaradı.
- fakat özellikle arroyo kenara gelip ender arslan dümene geçince biz ksk'nın tuzağına düşüp bir türlü beceremediğimiz fastbreak'leri zorlamaya başlayınca ister istemez tempo hızla artmaya başladı. buna müteakip savunmada da prensiplerimizden uzaklaşıp daha 1e1'ler veyahut eksik yakalanmalar üzerine kaldık.
- karşıyaka farkı eritmeye başladığı an zone savunma tercihi de çok doğru bir anda geldi. ender'in zone savunmaya karşı topu çevirmeye bile tenezzül etmeden yapacağı hücumlar ksk'nın ekmeğine yağ sürecekti ve öyle oldu.
- tabii karşıyaka savunmasının burada hakkını yine teslim edelim maç boyunca arroyo üzerinde uyguladıkları yardım savunmasının speacing'i muazzama yakındı. hem pas kanallarını hemde görüş mesafesini kapatmayı başardılar. üstüne birkaç pozisyonda galatasaray kısalarının ( cenk ve marko ) yanlış dizilişleri ve daha fazla alan yaratmak yerine topsuz cut etmeleri hataya zorladı arroyo'yu.
- maç boyunca yanlış saymadıysam ( çok emin değilim pozisyon pozisyon hatırlamaya çalıştım ) 9 adet hızlı hücum denemesinden "0" sayı çıkarttık hatta bu denemelerin bir kısmı top kaybıyla sonuçlandığı için üstüne bir de kendi potamızda hızlı hücum sayıları gördük. bu konuda özellikle topla dripling ederek hızlı hücuma çıkışlarda çok kötüyüz. tek pasla yapılan fb'lerde bir nebze ama diğerine bulaşmamak daha iyi olacak sanki bu seride.
- tempo meselesi. bu konuda artık tartışmaya mahal verecek bir durum yok. tempo karşıyaka,'nın işine gelen ve bizimle arasındaki kalite farkını minimize edecek tek detay. bu konuda da temponun yükseldiği 6-7dk'lık dönemin +- analizi var elimde ki hiç iç açıcı değil. bu bölümde -12 sayıdayız.
- savunmada ise en büyük sorunumuz screen çıkışları. 1-2 numaralarımız ( arroyo - ender - jamont ) screen çıkışlarını iyi savunmabilen oyuncular değiller. hatta dixon ve diebler isimleri özelinde düşünürsek felaketiz. ksk'nın oyun kurma görevi için dixon'ı, 3 sayılık atışlar için de diebler'i sürekli perdelerden çıkartıp kullanana bir takım olduğunu düşününce daha da vahim bir durumla karşılaşıyoruz. üstüne üstlük dong ve macvan başta olmak üzere uzunlarımız da bu konuda kısalara pek yardım edemiyor ne yazık ki.
- bu maç için farkı belirleyen daha doğrusu sonucu tayin eden detaylar ise karşıyaka'nın her maç yine sorun yaşayacağı top kayıplar, bizim özel efor sarfettiğimiz hücum ribaundları ve daha kaliteli oyuncu topluluğu oldu. ancak şunu söylemek gerekir ki bu maç son topa kalsa ( ilk çeyrek hariç ) kimsenin şaşıracağını sanmıyorum. ama o ilk çeyrek hep elimizdeki kozumuz oldu ve bizi önde tuttu.
- yine bu maç özelinde ilk çeyrek dudley ve maç genelinde aldığı kısıtlı süreye rağmen macvan'ı çok beğendim. özellikle yukarıda bahsettiğim gibi 4 numara savunması sadece ümit'i savunmak değil ayrıca ksk hücum planlarını sekteye uğratmak demekti ve bunu büyük ölçüde başardık. macvan sadece 2 pas arası yaptı ki bu bile o savunmaya verilen önemi gösteriyor.
- ksk ise maç boyunca hazırladıkları plana ve maç içi yaptıkları hamlelere çok yakın bir oyun ortaya koydular. önce yardım savunması, sonra zone, sonra aminu p&r'leri sonra will thomas'ın arkası dönük hücumları. ki bunları yaparken sürekli olarak miss match-up'ları gözeterek uyguladılar. yani gelişine değil.
- savunmada ise bize maçın hiçbir anında p&r oynama imkanı vermediler. ortayı muazzam kapattılar ve arroyo-dudley-dong üçgeni hariç ikili oyun sayısı hatırlayamıyorum. bunu yapaken özellikle jamont'un tarafını biraz boş bıraktılar ancak bu riski de almak zorundalardı.
...............
serini devamına gelirsek. öncelikle 2. maç için 3 ana başlık çok önemli.
1.si tempo : tempoyu mutlak suretle düşürmeliyiz ve oyunu sete set bırakmalıyız. oyunu hızlandıracağımız tek an rüzgarı kendi arkamıza aldığımız ve maçı kopartmaya gittiğimiz bölümler olmalı.
2.si savunmada ilk çeyrek gösterdiğimiz reaksiyonu maç geneline yayamıyorsak alternatif savunma yöntemlerini denemleiyiz. box and one da dahil.
3. sü arroyo bask-up'ı. arroyo bugün 11 dk dinlenmiş 2.maç yine 8-10dk dinlenecektir. bu sürede topu bir şekilde içeriden kullanmanın yolunu bulmalıyız. yoksa pozisyon yaratmak da çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz.
..............
pazartesi günü oynayacağımız maç sanırım herkes hemfikir olacaktır kazandığımız takdirde finalin anahtarı olacaktır. diğer türlü rüzgarı ksk'nın arkasına vermiş oluruz ki geçen seneyi hepimiz çok net hatırlıyoruz. ben izmir'de kazanacağımızı düşünsem de bu maçı alıp 3-0'la seriyi bitirme fırsatı varken takımın da bu bilinçle oynaması gerektiğini düşünüyorum. umarım her şey istediğimiz gibi gider ve sıkıntı yaşamadan izmir'de işi bitirecek bir skoru 2.maçta alırız. tabii bu maçtan gerekli dersleri çıkartarak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder