ergin ataman çok ilginç bir insan, değişik bir karakter ama basketbol düşüncesinde birçok geleneksel tercihleri görmek mümkün. "iyi oyun iyi oyuncularla oynanır ve başarılı takım olmak için winner oyunculara sahip olunmalı" fikri ataman'ı anlatan en kolay cümle. avrupada messina'nın türkiye'de halil üner'in öncüsü olduğu bu ekol ajkasahksjdlja ataman'ı kimi zaman büyük coach yaparken çoğu zaman ise başarısızlığa açılan kapının ilk adımı.
bu tip bir sistemde en önemli şey set offence, savunma prensipleri, rotasyon falan değil takım kurgusudur. takım zor anlarda kimin eline bakacak? rotasyon oyuncularının standart performanslarının üstüne çıkabilecek potansiyeli var mı? oyuncular esnek hücum sistemlerinde fark yaratabilecek mi? vs vs.
tabii ataman da bu noktaya kaybede kaybede geldi ne yazık ki. charles smith, bootsy thornton, milos vujanic üçlüsünü çok iyi hesaplamıştı. bootsy'nin tutkal, charles smith'in skorer, vujanic'in keskin şutör özelliklerini puzzle tamamlar gibi hesapladı. ancak kerem, engin, ender'e emanet ettiği oyun kurucu koltuğu onu hiç memnun kılmadı. üstüne gelen vujanic'in sakatlığı ise resmen tüy dikti. tıpkı beşiktaş'la şampiyonluğa koşarken italya sayı kralı rick apadoca'dan beklediği katkıyı alamadığı gibi ve tıpkı -> geleceğe dönüş henry domercant sakatlığı
buradan ataman charles smith, thornton ve kerem tunçeri'de eksik gördüğü liderlik özelliği ve oyun kurucu yetersizliği için şampiyon takıma avrupa sayı kralı rakocevic'i getiriyordu. flashback - oktay mahmuti drew nicholas ve h. jenkins transferleri - doğru oyuncu olmadığını ise anladığında iş işten geçiyordu
aslında lafı dolandırdık ama ataman geçen seneye kadar yapmak istediği şeyleri ve yapamadıklarını göre göre geldi. onun oyununda topu elinde tutacak bir oyun kurucuya, sahada lider olacak bir winner'a. bunlar ana temalarken yan temalar da önemli. orta mesafesi olan uzun ( nicevic - kasun - dudley - dong ), ceza şutörü bir pf ( shumpert, boki nachbar, erceg ), hevessiken tarzda şutör oyuncular ( vujanic, domercant, morrison )
temelde yapmak istediği şeyler belli ancak zamanla nerelerde hata yaptığını görüp oraları yamamaya çalışan bir coach. mesela ben sezona jamont'la başlamasını yadırgamıştım ataman'ın fakat sonrasında yapmak istediği şeyin jamont'lu bir takım değil aralıkta geleceğini düşündüğü arroyo'ya yer açmak olduğunu anladım. domercant sakatlanmasa da arroyo bu takıma katılacaktı. neyse devam edelim. ataman coaching olarak çok elit bir coach. ne yapmak istediği ve neyin problem olacağını iyi biliyor. avrupa basketbolu undersized 5'ler üzerinde şekillenirken o barcelona savunmasını #bence görüyordu. yüksek ve size'lı oyuncuların avantajlarını düşünüyordu.
ki bunu şöyle açmak lazım. ataman'ın yaratmak istediği daha fazla bireyselliğe dönük takımda en önemli done ribaundlardır. çünkü tıkır tıkır işleyen, topun paylaşıldığı bir takıma göre bu tip takımların hücum yüzdeleri daha düşüktür. bu yüzden 2. şans sayıları ve rakibe verilmeyen 2. şans sayıları büyük önem taşır. hawkins, jamont, macvan tercihlerini bu açıdan değerlendirmek lazım.
yazıya 2 paragraf önce yemek ve sigara molası verdiğim için biraz raydan çıktım toparlamak lazım. ataman'ın basketbolu arroyo'nun basketboludur. bu yüzden arroyo, hawkins gibi oyuncular ataman'la çalışmak için can atıyorlar. ataman belki de onlara kendinden çok güveniyor. ve saha içine bakıyorsunuz arroyo dediğin sokak basketbolcusu görünümlü adam hata yaptığında kendini tokatlayacak kıvama geliyor.
ataman'ı farklı kılan diğer özellik ise iyi mentör olması. oyuncularının sadece performanslarını maksimize etmek değil onların hedefe odaklanmasını da sağlayan bir coach. ancak burada en önemli veri kendi motivasyonunu sağlayıp sağlayamadığı. favori olmadığı seriyi 2-0'dan çeviren, en taşak geçilen sezonunda 3 kupa kaldıran bu adam eleştirilerden besleniyor ve bunu hırsa çevirip daha fazla istiyor. favori olduğunda ise kenarda göbeğine bakıyor.
....................
şimdi de ataman'ın yardımcı coachu ve oyun kurucusu carlos arroyo'ya geçelim. sene başı guard beğenmece oynarken kendisini istememiştim. şimdi zamanı geri çevirsek bu günleri görmüş biri olarak sezon başına dönsek yine istemezdim. hatta daha da açık olursak seneye euroleague bileti alacak takımın oyun kurucusu olarak da birçok soru işaretim var ve muhtemelen yine muhalif olurum. haklı sebeplerimin olduğunu düşünüyorum. vaktiniz varsa aghsdjkas anlatayım.
carlos arroyo avrupa basketbolunda gördüğüm en büyük oyunculardan biri. bu konudaki fikirlerim artık daha da perçinleşti. onu izledikçe büyülenmeye devam ediyorum. müthiş bir saha görüşü, saf bir yetenek, artık kaşarlanmanın verdiği bir oyun bilgisi. ancak arroyo dediğin adam 30dk oynarsa arroyo olur. ona o süreyi, parkede kafasına göre hareket etme özgürlüğünü, bileklerini ısıtmak için kullanacağı şutları, kendini test edeceği pasları ve savunma zaafiyetleri daha doğrusu savunmada uyumasını görmezden geleceksiniz. ancak euroleague'de bu tip oyuncuların zaafları örtülemeyecek seviyelere gelebilir. her hafta başka bir elit guardla, her hafta başka bir savunma organizasyonuyla baş etmeye çalışacaksınız. hadi daha geniş bir kadro kurayım arroyo'nun yanına bir tane daha elit guard alayım desen bu defa hem süre hemde topun emaneti meselesinde arroyo'nun verimini sıfırlayacaksın. yani zor oğlu zor bir karar.
bunun dışında ise arroyo'nun şuan tbl'de ve galatasaray'ımızda olması hem türk basketbolu hemde bizim için çok büyük bir şans. basketbolda fritz'in bile bok atamayacağı ajskas murat murathanoğlu'nun söylediği bir şey var. arroyo'yla antrenman yapmak bir guarda sınıf atlatır diyor. altı boş bir söylem değil kesinlikle. 2 senedir bu topraklarda top koşturan arroyo'nun yanında oynayan guardlara bakalım. mehmet yağmur, can akın, kartal özmızrak, ender arslan, engin atsür.
engin atsür dışında kariyer sezonunu yaşamayan oyuncu yok. mehmet yağmur'un 1 senede geçirdiği inanılmaz evrim, kartal'ın 16 yaşında playofflarda oyun kurucu olarak oynaması, bu sene ender'in farklı havası ve son haftalarda izlediğimiz can.
tabii biz veri olarak can, kartal ve mehmet yağmur'u ele alacağız. bu 3 oyuncuda da gördüğüm şey bir guarda göre inanılmaz dereceki rahatlıkları. sanki adamın adı can, mehmet değil milos teodosic. 3ünün yine ortak bi özelliği saha görüşleri, rahat penetreleri ve özgüvenle çıkardıkları şutlar. ben bu özellikleri arroyo'dan kaptıklarını veya onun verdiği derslerden çıkarttıklarını düşünüyorum. en azından sınıf atladıklarını.
gördüğünüz gibi elimizdeki 3 somut veri bize diyor ki bir oyuncunun oyununu geliştirebilmesi o kadar da imkansız değil. önemli olan öğreticinin kalitesi ve kişiliği. hani hep deniyor ya altyapı altyapı bakın üst yapıda da bir oyuncu kendini geliştirebiliyor. peki ihtiyaç nedir bireysel oyuncu coachları olmasın? ve onlara paradan başka kazanılabilecek şeyler öğretecek mentörler?
.................
son olarak yazmak istediğim bir husus daha var. o da son dönemlerde çıkan transfer dedikodularıyla ilgili. ilk olarak big sofo olayı çıktı sonra da bizimkilerin de gazlamasıyla twitter'da dönen zaza meselesi. öncelikle bu tip haberlerin çıkmasına şaşırmamak lazım. çünkü ataman'ın dediği gibi artık transfer market açıldı. ama sorun şu ki ataman neredeyse yemin billah edecek şekilde "tüm taraftarlarımız içini ferah tutsun kesinlikle şu an transferle uğraşmıyoruz, tüm dikkatimiz şampiyonluk üzerinde" diyor. eğer durum gerçekten böyleyse vay bizim şubeye vay. gene transfere temmuzda başlayacağız herhalde. harika organizasyon.
gelelim transfer isimlerine. önce sofo çıktı. aaa big sofo avrupanın en iyi pivotlarından biri. evet öyle. ancak yabancı sınırı olan bir ligde sofo'yu 1.pivot olarak almak intiharın diğer adı olur. twitter'da da yazmıştım sofo gibi oyun yelpazesi dar, her rakibe karşı kullanamayacağınız, faul problemi yaşayan, parkede çok fazla tutmanın sizin oyunuza da yararı olmayan oyuncunun düşünülmesi mantıklı değil.
zaza ise daha çetrefilli. geçen sene başı da o geldiğinde işi mahmuti sisteminden incelemeye çalışmıştım. şimdi ise durum ataman tarafından incelenmeli.
yazının başında ataman'ı anlatırken onun en önemli farkının takım kurgusu olduğunu söylemiştim. rotasyonun birbirini nasıl tamamlayacağı mühendisliğin nasıl olacağı en önemli adım ataman için. mesela bu sezon kendisinin de söylediği gibi 2 hatta 3 kadro kurmak zorunda kaldı. isterseniz gelin inceleyelim.
mesela ilk kadrosunu domercant-hawkins'in üzerine inşa etti. onların penetrelerini yaratmak için orta mesafesi olan uzunları ( dudley - dong ), bu uzunlar yüksek posttayken ribaund sıkıntısı çekmemek için pozisyonlarına göre iyi ribaundcular jamont - macvan, hawkins'in varlığında elzem olan köşe şutörü cenk akyol.
sonra hawkins gitti ve arroyo üzerine bir takım oluşturdu. bu defa markoishvili gibi topu paylaşan, pick'leri hem oynatan hemde screen'den çıkan bir sf tercih edildi. oyun düzeni ise uzunların pick and roll hücumlarına daha yatkın hale getirildi.
şimdi farzedelim zaza geliyor. elimizdeki diğer türk uzunlar dudley ve furkan ( kalacaklarını varsayıyorum ) gelin bir uzun rotasyonu oluşturalım yazıda anlatmaya çalıştığımız ataman basketbolunda.
zaza ve furkan 5 numara rotasyonunda. dudley ise 4-5 rotasyonunda. alınabilecek yabancı oyuncu sayımızı 2 olarak düşünelim. bu durumda herkes 2 tane 4 numara alırız diyor. hatta isim de verelim ki işi somutlaştıralım. mesela aldığınız 4 numaranın biri iyi ceza şutörü ve p&p oyuncusu olsun yani cj wallace olsun. diğeri ise hem 4 hem 5 oynayabilecen çok kaliteli bir isim olsun yani luka zoriç. en tepe örnekleri veriyorum. bu ihtimalleri gerçekleştirseniz bile ne yazık ki doğru rotasyonu sağlamış olmazsınız. zaten buraya gelmek için harika örnekler vermiştim akjdlşasd
zaza ve furkan oyun yapısı olarak birbirine çok benzer oyuncular. ikisinin de fiziksel, savunma, ribaund özellikleri iyi. kalın yapıdalar. ikisinin de post oyunları yok. zaza güç sayesinde bir şekilde sayı çıkartır ama bunu üst düzey yapamaz. pick and roll oynayamaz ve şutu yok.
bu tip oyuncuların en iyi örneklerinden biri fran vazquez. savunmasıyla varolan ve kısıtlı hücum gücü nedeniyle oyunun belli bölümlerinde verimli olan bir isim. yani en iyi ihtimalle örneğimiz bu. ancak sıkıntı daha başka. furkan ve zaza'nın 5 rotasyonunu paylaşması. birçok temel seviyede özzellikleri benzeşen daha doğrusu yapamadıkları şeyler benzeşen 2 pivotu kullanmak doğru yapılanma olmaz.
fakat aldık 4'e de zoriç çektik zoric'i 20dk 5 oynatacağız diyorsunuz. peki o zaman furkan veya zaza'dan birine ihtiyaç yok. ikisinden biri bu görevi kaldırabilir ki elde dudley de varken. bence zaza'yı alalım yabancı konusunda rahat ederiz mantığı doğru işlemez. bu seneki dudley-dong-furkan rotasyonunun altına inmek olur. farkettiyseniz ataman'ın sistemine hiç girmedim. zaten avrupa basketbolunda da her takımı görüyor izliyoruz. en basit yapılanmalarda bile bir pozisyonu oluşturan oyuncular birbirlerinin tamamlayan daha doğru bir ifadeyle masaya farklı şeyler koyabilen oyunculardan oluşur. 4 numarada 1 tane undersized şutörünüz varsa 2.yi almazsınız. post-up oynayabilen ağır bir pivotunuz varsa gidip sofo'yu almazsınız back-up'ına. daha atlet uzunları nasıl savunacaksınız o zaman. zaza-furkan meselesine de bu açıdan bakmaz lazım. furkan elinizdeyse zaza'ya sırf türk pasaportu olacak diye o kadar para verilmez. ki oyununuza da çok büyük farklılıklar getirmeyecekken. ha furkan nba'e gidecektir orası ayrı.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder