10 Mayıs 2013 Cuma

euroleague final four


euroleague playoff'ları öncesi yazımızda da belirttiğimiz gibi final four şaşalı bir organizasyon ancak oyunun, taktiğin, akıl oyunlarının zirve noktası değil. basketbolun mübarek ayları top16, kadir gecesi playoff'lardır. final four ise bu işin bayramıdır. çok fazla sevap yazdıracağımız bir gün değil en fazla sabah uykudan bölüp namaza gideriz o kadar. playoff'larda önemli olan şey yani kadir gecesi iyi yönlerinizden çok günahlarınızdır. çünkü rakipleriniz sizin zayıf yönlerinize çalışır ve sizi oradan vurur. siz de elinizi açıp günahlarınızın affını dilersiniz. bayramda ise kimse günahlarını düşünmez top16 boyunca biriktirdiği açlığını, kadir gecesinin hüşu içinde çöken yorgunluğunu hissedip önüne koyulan her şeyi yemek ister. tuzlu, şekerli farketmez önemli olan yemektir.

bu yüzden bu final four'u kazanacak takım rakibini en iyi çözen değil en çok isteyen olacaktır. mental açıdan en iyi seviyede olan, parke üzerinde tecrübeye ihtiyaç duyulan anda bıçağı çıkartıp kurbanlığı yatıracak hatta gerekirse tek başına onu yüzüp kavurmalık bir parça et çıkartacak oyuncuya sahip olan takım hep bir adım önde olacaktır.



cska moskova - olympiacos

geçen sene final four oynanırken herkes pao'nun cska'ya sürpriz yapabileceğini konuşurken ben sürprizi olympiacos'tan barcelona'ya beklemiştim. bunu hem barcelona staffının basiretinin bağlanması hem de oly'nin kusursuza yakın oynadığı ikili oyunlarının fark yaratacağını düşünmemdi. o olympicas üstüne finale çıkıp efsane kadro olarak yıllar sonra bile anılacak olan cska'yı bu defa rakibini küçük görüp kendini şampiyon ilan eden cska'lılara 17 sayıdan geriden gelip attığı tokatla kupayı almıştı.

bu sene ise sürpriz olarak ihtimaller daha düşük. öncelikle cska'nın başında kazlukas değil messina var. oly'nin başında ise ivkovic yerine barzo var. oyuncuların vazgeçtiği an da bile vazgeçmeyecek olan büyük coach farkı.



cska'nın hücumda ve savunmada çok fazla silahı var. ve bu silahların birçoğuna oly'nin verebilecek cevabı yok.

- cska'nın hücum opsiyonları 1-5 üzerine kurulu olmakla beraber kaun oyundayken oynanan ikili oyunlar ve krstic oyundayken oynanan post-up'larda euroleague'in en iyi speicing'iyle ve yine euroelague'in en size'lı 5'iyle rakip savunmayı devre dışı bırakıyor.

- cska savunması ise barcelon ile beraber yine euroleague'in iyisi konumunda. khryapa'nın 3 numara oynadığı yüksek 5'te hiçbir pozisyonda rakiplerine yenilmiyorlar ve pas kanallarını olabildiğince daraltıyorlar. ribaundlarda ise ezici bir üstünlük sağlıyorlar.



olympiacos ise spanoulis ne kadar formsuz olursa olsun euroleague'in en iyi p&r takımı hüviyetindeler. onlar ise cska'nın tam tersi daha kısa ve undersized bir 5'le oyunda kalıyor.

- hücumda spanoulis oyundayken min 4 kişiyle oynana p&r'ler en büyük silahları. burada da cska maçında olabildiğince krstic'i yıpratacak hines ikili oyunlarıyla üstünlük sağlamaya çalışacaklardır

- savunmada ise daha fazla ayak çabukluğuna sahip olympiacos bunu avantaja çevirebilmek için yardım savunmalarına ve switch odaklı bir savunma geliştirecektir cska'ya.

iki takımında oyun olarak bilinen özellikleri kaba taslak böyle. ancak final four'da işler daha fazla dirayetli kalabilmeye bakıyor. cska'da direksiyon teodosic'de olympiacos'ta ise spanoulis'te. teodosic'in buraları defalarca oynamasına rağmen herkesin dilinde olan o "yenilen" taraf etiketi maalesef kolay çıkacak gibi değil. takımda işler iyi giderken avrupanın en iyisi olabilen adam işler kötü gittiğinde ilk boynu bükülen adam oluyor veyahut o hareketli adımla attığı şutlarla kader değiştirmeye oynuyor. ortası pek mümkün değil.



spanoulis ise daha fazla savunmayı üstüne çekip 2. bir skorer yaratmayı seven oyuncu. efes serisinde bir türlü işin içine girememişti ama oyunda olduğu müddetçe printezis ve papanikalou'nun sıkcalığını iyi gözlemledi ve bu oyuncuların üstüne gitti.

maç ne olur sorusunun cevabına gelirsek. cska farkı 20'lere çekse bile maçı kazandım diyemeyecektir artık. hem geçen yılın acısı hem de messina faktörü onları daha standart seviyede kalmaya itecektir. ben bu sebeple cska'nın daha fazla isteyen taraf olacağını ve kazanacağını düşünüyorum.



real madrid - barcelona

yine çok özel ve epik bir maçla karşı karşıya kalabiliriz. ligde oynana ve navarro'nun efsane ötesi efsane bir performans sergilediği maç gibi her iki tarafında sürekli olarak maçı kovalayacağı winner oyuncuların sahneye çıkacağı ve sonunda real kısalarının ya da nathan jawaii - ante tomic'in kazanacağı bir maç olacaktır.

real madrid açısında her şey hedeflenen seyirde devam ediyor. istedikleri şey euroelague'di ve bunu 2 maç uzağa koydular. real madrid bu sene euroleague'de en farklı oyunu oynayan ve bu arenada çok başarılı olmamış bir sistemi deneyen bir takım.

müthiş bir tempo, hızlı hücum sayıları, mobil uzunlar ve dış şutlar. birçok alanda euroleague'in en iyisi durumundayken lig boyunca sadece pao'nun çökerttiği ve biraz da efes'in kroşe indirebildiği zaafları var.



- hücumda çok hareketliler. ligin en iyi transition offence takımı. ribaund alınır alınmaz sergio llull ve rudy fernandez önderliğinde 6-7 saniyede sayıya gidiyorlar. set offence de ise en büyük artıları atletik özellikleri ve bu atletlere topu her yerde verebilecek rodriguez ve llull'a sahip olmaları. rudy'nin backdoorları, marcus'un ikili youn sonrası devrilmeleri ve carroll üstü mirotic'in olağanüstü şutör meziyetleri.



- savunmada ise onlar da yüksek ve atletik olmanın avantajlarını kullanmak istiyorlar. 1e1'de yenilme öncelikleri var ancak özellikle pota altında özellikle size'lı post-up oynayan uzunlara karşı büyük handikapları var. rakip ne kadar tempoyu düşürmeye çalışırsa çalışsın 5 kişiyle ribaunda giren real'in hızını kesmek kolay olmuyor ancak 5 numaradan post oyunu muntazam oynayan  takımlar real'in hızını kesiyor.

barcelona ise euroleague'in en iyi savunma takımı. özellikle pasqual'in kurduğu sistem özelinde normal sezonlar için en doğru ve ideal takım düzenine sahipler. her maç ekstradan birini buluyorlar. ancak bu sene başı değiştirmeye çalıştıkları bazı detaylar nedeniyle ve navarro'nun sakatlığıyla sezona çok kötü bir giriş yaptılar ve hala bu durumun sebeplerinin sıkıntılarını yaşıyorlar.

- hücumda pete mickeal sonrası opsiyonlarından 1'i ciddi anlamda sekteye uğrasa da, lorbek kariyerinin en kötü dönemini yaşasa da normal sezonda euroleague'in en iyi takımıydılar galibiyet anlamında. huertas2ın daha hızlı oyunu, saras'ın kritik anlarda takımı oynatabilmesi, navarro'nun çok çok ekstra maçları üstüne ante tomic'in durdurulamaz pota altı oyunu onların en büyük avantajı. özellikle real pota altı düşünülünce.

- savunmada ise euroleague'in en iyisi olduklarını söylemiştik. özellikle real'in en iyi olduğu alan olan üçlük çizgisinin dışını yani dış oyuncu savunmasını çok iyi yapıyorlar. ancak onların savunmasında saras - sada denklemi çok kritik.saras oyundayken rakipler mutlaka onun üzerine oyun oynuyorlar ve llull gibi bir guard üşünülünce buradan ekmek yemeleri çok doğal. sada oyuna dahil olduğunda ise bu defa barça'nın hücum düzenini sarsan 5e4 savunma devreye giriyor.



iki takımında rakibine göre çok üstün olduğu noktalar var. oyunun kaderini bunların dolaylı etkileri belirleyecektir. marcus ne kadar ante tomiç'in arkasında kalabilecek, saras maçı ne kadar isteyecek ve savunmasını hangi seviyelere çekebilecek ve en önemli maç kimin temposunda oynanacak? eğer tempo artarsa bacelona bu maçı ancak efsane bir navarro resitaliyle kazanabilir. ya da joe ingles'in artık yeteneklerini sunmasıyla. düşük tempoda ise begiç, mirotiç gibi oyuncuların ekstra oyunu şart.

ben bu maçın öyle ya da böyle real tarafına yakın olduğunu düşünüyorum.

neyse yazımızı bitirirken sizlere bir müjdeyi de vermeyi ihmal etmeyelim. bugünkü maçlarda mikrofonda ismail şenol'la birlikle deko, ben ve fritz de hemen arkasında olacağız. umarız mikrofon bizlere de uzatılır.


1 yorum: