12 Ekim 2012 Cuma

can yakan şutlarıyla fridzon

euroleague özel programıyla karşınızdayız ben paez kosova yanımda sevgili kutlu deko ve coach tırabıl. hoşgeldin coach hoşgeldin deko. bundan böyle her hafta özel konu ve konuklarımız olmaksızın burada olacağız.


fenerbahçe ülker - khimki

maç aslında beklediğimden çok farklı gelişti. iki takımın da pota altı savunmaları yol geçen hanı olduğu için skor olarak barem çok yükseldi. belki de bu yüzden olsa gerek bizim köz gibi kuponcular havaya uçtu gitti.

fenerbahçe açısından;

- bo 2 faulle kenara geldikten sonrasını çok iyi kotardılar. özellikle bremer daha bu takımla antrenman yapmamış olmasına rağmen hücumda pas kanallarını görmesiyle etkiliydi. ama en büyük farkı yaratan isim bambaşka bir özgüvenle oynayan emir preldzic oldu. öyle şeyler yaptı ki anlatmaya kelimeler yetmez. tabii onu tutmakla görevli rivers ve fridzon'a da hatta koponen'e de.

- yine fenerbahçe ülker'de bugün net biçimde en iyi oldukları 2 şey olarak saydığımız dış oyunculara baskı ve fastbreaklerle çok öne çıktı. maçın ikinci yarı 2 defa tek hanelere ineceği sırada ömer onan'ın önce agustine sonra da planinic'i top kaybına zorlaması maçın anahtarıydı.

- galatasaray maçında dış şut sokamayan sato'nun şut sokmaya başlaması, kariyerinde en fazla 5 tane 3lük isabeti olan batiste'nin bugün 2/3 üçlük atması ( gerçi biri sonradan düzeltilmiş ) ve fikrimce çok kötü bir maç çıkartan bo mccalebb'in bir şekilde 17 sayı atması not edilmesi gereken detaylar.

khimki ;

- khimki cephesinde ise savunma işi bir hayli sıkıntı. hatta öyle ki oğuz'un pick'ine show-up'a çıkan uzunlar hep orada kaldılar. maç genelinde switch de yaptıkları için bir savunma hatası olarak göze çarpıyor ama iki kişi guardın üstünde kalıp oğuz veya ilkan'ın bomboş kaldığı en az 4-5 pozisyon var şuan gözümün önüne gelen.

- işin hücum tarafında ise dış şut konusunda berbat bir gün gerirdi khimki. en iyi 3 şutörü koponen - rivers - fridzon üçlüsü sadece 1/12 üçlük isabetiyle oynadılar. felaket ki ne felaket. hele fridzon :( birini soksa gerisi gelecek hepimiz biliyoruz ama gelmedi o işte bir türlü.

- ve iyi şeyler. planinic ve loncar. ikisi de harika oyuncular ve izlemesi büyük keyf. loncar'ın devrilirken bile savunmacısını sırtına alıp onunla kedi-fare oyunu oynaması, planinic'in penetrelerindeki estetiklik ve takımı idare edişi müthiş.  savunmacısının dahi o topu potaya atmayacaksa bir şekilde en uygun durumdaki adama verecektir hissiyatını duyduğu özel bir adam planinic. yıllardır guard arayıp dünyada taranmadık ülke bırakmayan biracılara selam olsun.

diğer maçlarda göze çarpan detaylar;

- geçen hafta sonu vtb'de önce astana'ya yenilen sonra da khimki'edn fark yiyen rytas babrauskas ve samardziski'nin dönmesiyle pek de alakası olmayan bir şekilde cska'ya kafa tutmuş. hatta kafayı kopartırken sony weems'e çarpmış. eski olin'li seibutis 21 sayıyla defteri açmış.

- haftanın sürprizi için baltık tarafından son dakika şoku gelince iş union olimpija'ya kalmış. sürpriz denince euroleague'de bile akla gelen ilk takım olan union cantu'yu deplasmanda madara etmiş. iki uzunu baynes ve dylan'dan 35, 3 genci sasu salin, jaka blazic ve prepelic'den de 35 sayı bulmuşlar.

- bizim canımız ciğerimiz caja laboral ise biraz şansızlık biraz da mecburiyetten dar rotasyonun gazabına uğramış pire taraflarında. rochestie ve pleiss'in yokluğunda büyük reisler lampe, nocioni, oleson ve nemanja yürek koyarken ortaya fse ise yine sofradaki ciğeri yemiş. 2/8 saha içi isabeti :( lampe sakatlıktan çıkar 20dk'da koyar ortaya 18sayı fse nerede? yine kaçak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder