topa baskı mı yoksa daha iyi spacing mi?
açıkçası mahmuti'nin galatasaray'ı gibi topa baskı yapmayacağız. zaten geçen sene de topa baskıyı değil pozisyonumuzu kaybetmemeye yönelik bir savunma prensibi benimsedik. topa baskı; iyi savunmayla fark yaratmak, savunmada rakibi hırpalamak isteyen, ribaund, tempo, sete set hücum gibi alanlarda sıkıntıları olan takımlar için mümkün olan en yakın çözüm yollarından biridir. rakibi zor şuta/pasa zorla yada topu kaybetmesini sağla.
peki bu savunma yönetiminin yaratacağı sıkıntılar neler? topa baskı rakibin hücum atraksiyonlarını sekteye uğratacağı gibi sizin savunma yerleşiminizi ve mesafelerinizi de bozabilir. rakibe daha kolay sayı verme ihtimali artacaktır. çünkü topa baskı yapılırken yapılacak küçük bir hata, yanlış hamle, anlık bir gecikme vs. rakibin topu kontrol eden ismine sizin savunmanızdan çok kolay kurtulma rahat pozisyon yaratma imkanı verir.
işte burada bu savunmayı kullanış biçiminiz devreye giriyor. eğer bu savunmada uzmanlaşıyorsanız, özellikle rakip guardı bu savunmayla kontrol etmeyi planlıyorsanız rotasyonun geriye kalan kısımları da bu savunmaya yönelik isimler olması şart. hem transition hücum hem savunmada kolay yardım için koşabilen uzun, veyahut savunmanın delinme ihtimaline karşı arkada bir kaleci. yok değişmeli savunmaları seven bir takımsanız ve bunu sadece maçın belli bölümlerinde bir silah olarak kullanmak istiyorsanız o zaman başka.
biz burada ikinci kategoriye giriyoruz. jamont-sinan-göksenin-marko kısa rotasyonunun yapabileceğini düşündüğümüz bir savunma silahından bahsediyoruz. ancak diğer taraftan ana oyun planınız olan ( geçtiğimiz yıldan hareketle ) daha düşük tempo ve savunmadaki asıl amaç eksik yakalanmamak olan bir takım için bu konu sadece hücumda olduğu gibi savunmada da bazı oyunculara ekstradan esneklik sağlanması.
neticede ben galatasaray'ın gelecek sene savunma önceliğinin topa baskı olacağını düşünmüyorum. bunu bazı takımlara, bazı maçlarda, bazı durumlarda kullanabiliriz ancak genele yaydığımızda bu sezon da topun arkasında kalmak daha iyi bir fikir gibi geliyor. topa baskının alternatif maliyeti yenecek kolay 5 basket ise bu riski almayız.
pick and roll savunması?
herkesin en çok merak ettiği konulardan biri de arroyo - jawai ikilisinin savunmada özellikle p&r savunmasında alacağı pozisyon ve yaşayacağı sıkıntılar. öncelikle geçen sene bu konuyu nasıl hallettik oraya dönelim.
carlos arroyo bilindiği üzere iyi bir savunmacı değil ama akıllı bir oyuncu. biz geçen sene adam değişmeli savunma uygularken bunu sadece ikilileri savunmak için yapmıyorduk. arroyo'nun adamına, backdoor cut yapan kısaya, screenden çıkan kısaya velhasıl hemen hemen yer değiştiren tüm oyunculara uyguluyorduk. özellikle carlos playoff döneminde bile hiçbir adamını kovalamadı ancak bu zaten savunmada çalışılmış olan bir gereklilikti. çoğu zaman savunmada zone mu adam adama mı onu bile anlamıyorduk. yerleşim zone, toplu adamla eşleş, şutu olana yakın kal, içeride kontrol.
ikili oyunlarda ise yine carlos'un vücudu yerine aklıyla savunma yapması çoğu sorunu başlamadan bitirdi ama hepsinde güvence dong ve dong'un guardı bile takip edebilmesiydi. şimdi elimizde jawai var. atletizm olarak dong'dan daha farklı, daha yavaş yada daha ağır demiyorum ama farklı savunma gerektirdiği açık.
şimdi jawai p&r savunmasında dong kadar dışarı çıkamayabilir. çünkü dong dışarı çok fazla çıkmanın getirdiği "arkayı boşaltmış olma"sorununu uzun kolları ve geriye çabuk hareketlenme avantajıyla çözebiliyordu. ancak jawai hem oraya çıkma hemde oraya dönme konusunda sıkıntılı. devrilen oyuncuyla döneyim dese yetişemeyip faul alabilir. kısayla kalsa da aynı şekilde. bu yüzden jawai p&r'lerde çok fazla yükseğe çıkmayabilir.
aslı sıkıntı ise burada başlıyor. çünkü tepeye çıkmayıp p&r'ü beklemek hele ki pick'i oynayan kısanın savunucusu arroyo ise intihardan beter bir durum yaratabilir. düşünün pick oynanıyor ve uzun oyuncu yüksek postta bekliyor, kısa oyuncu delinmiş yada pick'te kalmış. hücum eden takım için bu durumda kullanabilecekleri o kadar çok seçenek var ki. resmen işlenecek maden. 1 numaranın orta mesafe şutu varsa zaten bitersin. üstüne tutku gibi bir pg varsa karşında hem geriden devrilen uzun, hem tutku ve turnikesi büyük dert açar başımıza.
çözüme geçmeden bu olaya obradovic ve mahmuti takımlarıyla 15'in üzerine maç yapabilme ihtimalimizi düşünerek yazdığımı belirtmek isterim. olumsuz tarafından baktığımız noktalara ters açıdan da yaklaşabiliriz. mesela jawai sanılandan daha atlet ve daha ayak çabukluğuna sahip bir oyuncu bu yüzden bir önceki konuya atıfta bulunarak topa baskı değişmeli savunmalara eğilmek lazım. rakibinizin p&r oynamasını istemiyorsanız o guarda baskı yapıp topu elinden doğru çıkartmasını önleyebilir, oynatmak istediğini değil oynamak zorunda olduğu oyunu mecbur kılabilirsiniz. işte topa baskıyı kullanabileceğimiz alanlardan biri.
ikili oyun savunmasına gelmeden önce rakibi istediğimiz tandansa getirebilmek bizim için daha önemli. p&r'ün nerede oynanacağına, mesafesinin ne olacağına onlar mı kara verecek yoka biz mi yol göstereceğiz. daha doğrusu bunu yapabilecek miyiz? asıl soru burada. ergin ataman gibi kompakt savunma uzmanı ve maç için hamle yapabilen bir coachun jawai'yi alırken bunları hesap etmiş olduğunu düşünüyorum. mutlaka onun zaafiyet göstereceği noktaları nötralize edeceğizdir.
ribaund ve tempo?
heh dananın kuyruğu hatta bence kaderimizi belirleyecek kararlardan biri burada olacak. galatasaray geçtiğimiz yıl ligi süpürürken aldığı en büyük destek ribaundlardı. bu gücü sonuna kadar ve çok da iyi kullandılar. macvan - dudley - furkan - dong pota altıyla ve üstüne 3. bir kısayı ribaunda sokma eğilimiyle. şimdi ise elimizde erceg - dudley - furkan - jawai var. jawai dong'dan daha kısa olmakla beraber kötü bir rebonder değil. erceg ise yumuşak kalabileceği için biraz sıkıntı. ancak daha büyük sıkıntı bizim pota altı rotasyonumuzun birbirlerini tamamlama açısından erceg - jawai, dudley - furkan ikilileri arasında paylaşılacak olması. jawai'nin oyununu erceg tamamlıyor. ve bu yüzden bu ikili oldukça fazla kullanacağız.
bu yüzden erceg - jawai oynarken muhtemelen 3. bir oyuncuyu ribaundlarda aktif görebiliriz. bunun getireceği günah ise potamızda yenilebilecek erken ve hızlı sayılar. bu yüzden kararımız hücum ribaundu mu yoksa fastbreak tehlikesinden kaçmak mı olacak bunun kararı belirleyici olacaktır.
tempo konusu da ribaundla bağlantılı. eğer ribaundlara atak yapan, kolay sayı bulma/yeme istatistiğinin kabarmasını isteyen/önemsemeyen bir yapıya bürüneceksek daha hızlı bir oyunu tercih edebiliriz ancak bu kadromuzla mümkün değil. elimizdeki tüm silahlar yarı saha hücumuna yatkın ve orada uzmanlaşmış oyuncular. bu yüzden ribaundları biraz görmezden gelip düşük tempo ve garantici oyuna devam.
arca'yla konuşurken açılmış bir muhabbet oldu bu. açıkçası kağıt üstünde ve maliyet açısından geçen senenin üstüne koyamadığımız açık. jamont - domercant -hawkins - macvan - dong 5'lisinin maliyeti bonservisler hariç 6.6m euro'ydu. jamont - domercant - marko - erceg - jawai ise 5.2m euro. ( yaklaşık tahminler ve arroyo dışarıda ) burada hawkins'i çıkartalım konuşalım dersek de macvan + dong toplamda 2.4m euro alıyorken yerlerine gelen erceg + jawai ikilisi 1.750 euro civarı bir meblağ alacak. şimdi insanların buradan hareketle bu yargıya varmaları doğal. ancak geçen sezona farkla artık 5 değil 6 yabancı olacağız. ( macvan'ı göndereceğimizi düşünerek konuşuyorum ) ve o 6. yabancı da domercant olacak.
bunun dışında maliyeleri 6. ve 7. yabancılara ayırmayıp daha iyi bir 5 yabancıyla yola çıkmayı düşünenler olacaktır ki ben de 7. yabancı olayına karşıyım ancak 6 yabancı euroleague için bir gereklilik artık. sinan - göksenin'le oraları oynamak kolay olmaz.
saha içine dönecek olursak ben kağıt üstünde geriye gittik söylemine bir nebze katılınabilir ama saha içi genişlik ve esneklik açısından bu kadro geçen seneni daha önünde olacaktır. hocanın yapmak istediklerini daha net ve daha iyi yapabilecek oyunculardan kurulu. üstüne daha yetkin bir kadro.
nasıl fark yaratırız?
euroleague'in en iyi 1-5 oyununu oynayabilecek kapasitede arroyo - jawai ikilisine, euroelague'in en iyi şut yüzdesini yakalayacak oyunculara ve yakalatacak oyun planına, işler zora girdiğinde topu emanet edebileceğimiz bir çok silaha ve kendilerini hala kanıtlamaya ihtiyaç duyan oyunculara sahibiz ( arroyo - domercant - jamont - erceg - jawai ) farkı kendimiz yaratacağız. bu ligin en iyi hücum takımlarından biri olmamız şart. şiir gibi hücumlara ve dirençli olmaya ihtiyacımız var.
üstat muazzam bir yazı olmuş. yazı dizisi olmuş.
YanıtlaSilsite iyi. daha çok güncelleyin.
YanıtlaSil(galatasaray sözlük'ten halim abi)
dudley'e büyük iş düşçek bu sene.fb ülker gibi gösterişli
YanıtlaSildeğil kadro ama en azından belli bir uyum var.erceg sakatmış uzun süre ,beşiktaş milangazdaki gibi oynar mı soru işareti.yazı hoş olmuş eline sağlık.ben hala 5 numarada sıkıntı yaşayabilceğimizi düşünüyorum.özellikle avrupada pek umudum yokk.
zoran erceg benim kafamı kurcalıyor. hem geçen senenin neredeyse tamamını sakat geçirdi hem de savunmada ki yumuşaklığı sertliğin esas olduğu euroleague'de sıkıntı yaratacak diye düşünüyorum.
YanıtlaSilhalim kardeşim selamlar.
(galatasaray sözlükten vincent vega)
euroleague yolunda galatasaray'a başarılar..
YanıtlaSil(ntv'den ismail şenol)
(şanlıspurs'ten decoburak)
YanıtlaSilMusterilerimin guvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim
YanıtlaSil(Bosch tan robert bosch)
olympiacos ibnesi kolla kendini
YanıtlaSil(ultraslan reisi sebo)