caja laboral
caja'nın top 16 görmesini sağlayan scariolo'ya teşekkürlerimizi bolca ettik ama yine es geçmeyelim. buraya gelinmesinde o'nun ve koçluğunu yaptığı milano'nun payı büyük. ama tabi ki aslan pay direksiyonu en zor dönemde devralan ve takıma müthiş bir kademe atlatan zan tabak'ın. bi önceki hafta maccabi maçında müthiş bir mücadele ile maç kazanılırken, mücadelenin sonlarına doğru paez "son tabak kırılana kadar" diyerek sloganımızı ortaya koydu. bu, üstad blogger paez'in 44 yıllık tarihinde yaptığı en güzel espri olarak kayıtlara geçer. biraz yaşlı-aksi adam paez ama olur öyle.
bir koç değişikliği bu kadar etki eder mi sorusu gelmişti twitter'da bi arkadaştan (bülent selam). vallahi ediyor. öncelikle lampe ile ivanovic'in arası pek iyi değildi yanılmıyorsam. basına da yansımıştı ve caja laboral forumlarında dolanırken romantik baskonia'lıların lampe'ye kızdıklarına şahit olmuştum. ben de biraz eşlik etmiştim ehheh. ancak sadece lampe'nin değil, bi çok oyuncunun tabak ile çıkış yaptığını görmek lazım. ivanovic de çok önemli koçtur, camiaya hizmetleri büyüktür ancak ayrılma vakti gelmişti. sonuç ortada. belki koç değişikliğini milano yapsa şu an top 16'da caja yerine onlar yollarına devam ediyor olacaklardı. pek dert etmiyorlar ama heralde ilginç bi camia, kolay gelsin onlara.
lampe sene başından beri iyi oynuyordu ama tabak ile beraber performansı iyice arttı. geçtiğimiz ay el'de ayın oyuncusu seçildi. takımın en önemli parçası konumunda. dikkatimi çeken zan tabak ilk çeyreklerde lampe'yi çok aktif kullanıyor. çok ciddi bi pg sıkıntısı vardı takımda, thomas heurtel'in ilk turun sonlarına doğru yaptığı çıkış büyük ilaç oldu. heurtel, 2011-2012 sezon öncesi marcelinho huertas takımdan ayrıldıktan sonra kadroya katılmış ama beklentileri hiç karşılayamamıştı. zaman zaman elemana güvenini dile getiren paez'in de hakkını verelim. pg pozisyonunda ilk gediği o kapatırken, ardından milano'nun elenmesiyle takıma katılan omar cook'la beraber iyi bir rotasyon oluştu orada. cabezas filan da var tabi de yük bu ikisinde. normalde omar cook'a özel antipati duyan, tarzını hiç sevmeyen biri olarak caja'ya katkısı biraz olsun sevimli gösteriyor kendisini bana bu aralar. kötü gittiği dönemde topu ne yapacağını bilemeyen, kaosun hakim olduğu caja laboral'e bir soğuk kanlılık ve akıl kattığı muhakkak.
tabak'ın gelişiyle milko bjelica bile katkı vermeye başladı. bu arada jamon gordon ve jamont gordon gibi pozisyonları aynı isimlerinde sadece 1 harf fark olan 2 adamın var olması gayet şaşırtıcıyken buna benzer 2. bi haber aldım. beşiktaş kadın basketbol takımı milka bjelica diye bir uzun transfer etmiş daha yeni :( kesin bilgim yok ama kardeş filan da değiller galiba milko ile. bu lüzumsuz bilgiyi de vermiş oldum böylece. blogu açarken kadın basketbolu hariç basketin her dalını yazmaya karar vermiştik ama kuralı ucundan deldim ehhe.
benim adam fernando san emeterio'yu kenarda getiriyor genellikle zan tabak. bi standardı var sayılır ama tabi hala istenilen kıvamda değil fse. bomboş üçlükleri sokamadığı çok oluyor. ama top 16'nın 2. maçında maccabi deplasmanında galibiyetle dönerken maçı kazandıran basketi attı eleman. geç de olsa bunu burada paylaşmazsam fse taraftarlığımın hakkını vermemiş olurum.
nemanja bjelica şu an izlemekten en çok keyf aldığım adam tabi caja'da. bi ara güzelleme yapmıştık tekrara gerek yok. brad oleson büyük enerji ve aynı zamanda da skor katkısı getiriyor. tibor pleiss beklenen çıkışı yapmaya başladı. sezon başı dar rotasyonda sıkıntı çeken caja'nın elinde bi anda güzel bi rotasyon oluşmuş durumda. nocioni biraz düşüşte o da toparlanırsa şahane olacak.
epey ara verince bi özet geçelim derken caja'yı beşiktaş maçı özeline girme işini sona bırakabildim anca. 25-2 başlayan bi acaip başlangıçla beşiktaşı darmadağın etti laboral. san antonio spurs vari şahane hücumlar izledik. maç da zaten ilk çeyrek bitti desek yeridir. haftaya ülker arena'da fenerbahçe ülker'le karşılaşacak kaha. 3'te 3 mağlubiyetle başlayan ve 90 üstü sayılar yemeyi alışkanlık haline getiren feneri yenerse final 8 kapısını epey aralayacak. görüntü de bunu gösteriyor. fb ülker'in evlere şenlik pota altını işleyecez inş.
diğer maçlardan bi iki bi şey söylemek gerekirse (aslında gerekmiyor);
real madrid-zalgiris hem nba'de hem avrupa'da bolca gereksiz maçı izlemek durumunda kalırken arada böyle maçlara denk gelmek mutlu ediyor. maçın başından sonuna kadar skor üretmek için deli gibi çaba sarfeden, bol penetre kullanan ama rudy-jaycee-sergio lull'un kötü üçlük performansı ile (2/15) bi türlü istediğini alamayan real madrid'e karşı pek polemiğe girmeden en fazla 2 pas ile üçlük çizgisinin ardından skor üreten zalgiris vardı. son 8 saniye skor eşit ve top zalgiris'teyken pozisyonu savunmak yerine ilginç bi şekilde faul yaptırıp son topu kendi kullanmayı tercih etti pablo laso. fark 2 iken son topta 3'lük için set çizmesi de ayrı ilginçti tabi. ancak sergio rodriguez üçlüğü gönderince kumarı tutmuş oldu laso'nun. gerçi 2 saniye kala son hücumda zalgiris de güzel bir şut buldu (marko popovic'ti zannediyorum) ama kaçtı. finali oldukça heyecanlı olan bir maç izledik. kavga filan da çıktı, bunlar güzel şeyler.
cska brose basket i mağlup ederken, cska adına maçın yıldızı khryapa idi. sakatlıklar sebebiyle (erceg-voronseviç) pozisyonunda tek isim olması sebebiyle üzerine büyük bir yük biniyor ama zaten çok zeki bi oyuncudur, ayrıca çok da büyük mücadelesi ile alkış aldı bu maçta. bamberg üçlük isabetlerle ayakta kalırken bunun baş mimarı oldukça iyi bir sezon geçiren boki nachbar'ın 35 sayılık performansını buraya not düşelim.
akılda bi şeyler daha var da ayrıntıya girmek lazım şimdi. diğer mevzulara pek dalmadan caja laboral odaklı bi yazı olması daha mantıklı olurdu heralde. neyse. şimdilik bu kadarla yetinelim. finali de gündemde de zan tabak varken trouble'ın yaklaşık 1 ay evvel söylediği bir sözle yapalım:
"bu zan tabak'ın olduğu fenerbahçe kadrosu > bilmem kaç milyon dolarlık f ülker :( ibo, milic, conrad, rauf"
peri masalı esprisi sıktı artık.
YanıtlaSiltamam.
YanıtlaSil