23 Mayıs 2012 Çarşamba

üzülürken...

galatasaray mp beko basketbol ligi yarı finalinde beşiktaş'a 3-1 lik skorla  elendi. hepimizin çok üzüldüğü bi son oldu. beşiktaş serisinin olası final serisinden daha zor olacağı belliydi. normal sezonda ve kupa finalinde oynadığımız maçlardan, ligin flaş ekibi beşiktaşın bize ters geleceğini biliyorduk. ancak sene içinde özellikle euroleague'de kazandığımız büyük maç oynama tecrübesiyle zorlansak da finale kalan tarafın galatasaray olacağını düşünüyordum. olmadı, inanılmaz üzüldük.

işin teknik boyutu konuşuldu konuşuluyor ve konuşulacak. başka bi noktada bi kaç kelam etme niyetindeyim. oktay mahmuti ile galatasaray erkek basketbol şubesi ayağa kalktı. geçen sezon ligde finalde kaybetti. bu sezon başı "elemeleri geçer miyiz acaba, euroleague'e kalmak bile çok büyük başarı olacak" derken, bırak elemeleri geçmeyi ilk el maceramızda müthiş işler yaptık. devirdiğimiz iki takım final oynadı. şampiyon olan olympiakos yerine final 8'e bizim kalamayışımızın ne kadar dramatik bi şekilde gerçekleştiği malum. bu noktada bu sezonluk anadolu efes'e de selamlarımızı (!) gönderelim.

öncelikle koç ergin ataman ve beşiktaş basketbol takımın hakkını verelim, sonra da kendi hakkımızı yedirmeyelim. dar ama çok verimli oynayan bi rotasyonla finale çıktılar, öncesinde türkiye kupası ve eurochallenge şampiyonluğunu kazandılar. bu başarılar inkar edilemez ve tebriği hak eder. eyvallah. bunu not edip daha mühim olan şeyi söyleyelim. finale çıkan taraf beşiktaş oldu ama önümüzdeki senelerde galatasaray basketbol şubesinin daha açık. oktay mahmuti yönetiminde ayakları daha yere basan, son 2 yılda bir sistem takımı olma yönünde adım atan bir galatasaray var. lig kaybedilmiş olmasına üzülelim ama inancımızı yitirmeyelim. gelecek yılların heyecanını şimdiden hissetmek lazım. devamlı yukarılara oynayacak bi sistem, ekol yaratmak hemen olmuyor. teorik olarak beşiktaş da bu sezonu başlangıç sayıp üzerine koyabilir tabi ama bunu pratiğe dökmek mesele. o konuda beşiktaş için çok umutlu olduğumu söyleyemem. bizim temelimiz ise çok daha sağlam ve yolumuz çok daha açık.

oktay mahmuti sporlu olmakla suçlanmak var bi de. en acaip muhabbet bu olsa gerek. "gassaray büyüktür bi kere mahmuti'den 11!!bir11" demek nasıl sakat bi bakış açısıdır. vizyonu bu kadar geniş, bi sistem yaratmak için çaba sarfeden birine sahip çıktık diye gassaraylılığımızdan eksiliyorsa ilginç. "gassaray şampiyon değilse başarısızdır mahmuti ahmet mehmet anlamam" gibi beylik klişe laflarla yapılan popülist eleştirilerle ilgi çekmek ne kadar onurlu bi duruştur asıl bunun sorgulanması gerek. bi şekilde bu anlayışın mahmuti'nin kulağına gidip kendisi küstürmesinden korkum. yoksa cevap verilmeye bile değmeyecek söylemler. mahmuti'ye sahip çıkıyorsak galatasaray'ın geleceği için sahip çıkıyoruz. mevzusu bile komik. ama işte sen ilgi çekmeyi başardın. tebrikler. 

son olarak takımı eleştireceksek tembel davranmayıp önce hakkını vermek sonra eleştirmek lazım. yoksa niyetin kötü olmasa bile farkında olmadan başkalarının değirmenine su taşımış oluyorsun. bi anda anormal bi gündem oluşabiliyor. dün akşamdan beri aklıma takılan bi kaç mevzuyu dillendirmek istedim ve yazıyı noktaladım bile.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder