3 Mayıs 2012 Perşembe

tbl playoff

sezonun ardından playoff serileri belli oldu. baştan sonra müthiş bir sezon geçiren galatasaray medikal park ligi lider bitirdi ve playoff boyunca saha avantajını ele geçirdi. bunu galatasaray ne kadar avantaja çevirebilecek işte bu biraz soru işareti.

aslında sezon başladığında ligin kalite olarak geçen yıldan biraz geride olduğu kanısındaydım. ligin ilk yarısı bunu kanıtladı da. bandırma kırmızı, trabzon, olin, antalya ve her zamanki gibi bütçesinin hakkını vermeyen telekom çok kötü takım performansları sergilediler ve ligin ilk 5 takımı çok ayrıldı alttan. tabii bu kalite konusu lokavt nedeniyle ligde biraz tırnak açılmasını beklediğimle de alakalı.

ligin 2. yarısı ise sakota'lı antalya, selçuk ernak'lı bandırma, trabzon'da tavşan avına çıkan halil üner'le lige yeniden heyecan ve kalite geldi. tabii bu arada ligin ilk yarısının playoff adayı erdemir'in düşüşü ve ligin en kaliteli kadrolarından tofaş'ın sakatlıklar nedeniyle bir türlü ritm bulamamasını da diğer taraftan yaşanan beklenmedik gelişmeler oldu.

playoff konusuna gelince artık serilerin 0-0 başlayacak ve çeyrek final serilerinin 3 maç olması net şekilde alttaki takımların lehine bir gelişme. geçen sene hakan demir bu konuda çok şikayetçiydi bakalım bu sezon elemeyi başarabilecekler mi efes'i.

bu sene playoff'ın özellikle ilk turda geçmiş yıllara oranla çok daha çekişmeli geçeceği buradan aşikar. fakat sezon boyunca çok iyi performans sergileyen galatasaray ve banvit'in bundan pek memnun kalacağını söylemek zor.

galatasaray - tofaş ( 1-8 )

sezon başında ligde büyük maçlarda zorlanan ama diğer takımlara karşı süprize izin vermeyen galatasaray ligin ilerleyen dönemlerinde bu defa büyük maçları kazanmaya başlarken diğer takımlara karşı hayli, zorlandı. sırasıyla tofaş, antalya, mersin, erdemir ve aliağa maçlarında ya kaybettiler ya da maçı uzatmada kazanabildiler. zaten bu maçların 4'ü uzatmaya gitti.

galatasaray'ın bu maçlarda yaşadığı sıkıntıların en başında savunma geliyor. sezon boyunca rakiplerini hep 70 civarı sayılarda tutan galatasaray bu maçlarda yine sırasıyla 102, 92, 106, 81, 83 sayı yemiş. uzatmalarda olsa galatasaray için bu sayılar pek kabul edilebilir değil.

savunmanın düşme sebebinin shipp-djevocic değişikliğiyle alakalı olup olmadığı pek kabul edilebilir bir done değil. elbette shipp'in topa baskı konusunda bize verdiği katkıyı nihad veremiyor ama genel savunma anlayışında shipp varken de yaşadığımız sıkıntıların süre gelimi bunlar.

öncelikle büyük maçları oynadıkça belki rehavet belki motivasyon kaybı olarak söyleyebileceğimiz bir olay mevcut. küçük maçlarda, savunma önceliğimiz olan birebirde geçilmeme prensibi maalesef bu maçlarda delinmeye başladı. burada topa baskının azalması ve rakip guard ve forvetlerin rahat penetre edebilmesi en önemli etken. buna rağmen mahmuti savunma önceliğini değiştirmiyor ve gördüğüm kadarıyla zone savunmayı tercih etmiyor. bunu playoff'larda da devam ettirecek mi bunu izleyip görmek lazım.

eşleşmenin içerisine tofaş'ı dahil ettiğimizde ise seri daha ilginç bir hale geliyor. tofaş'ın bu sezon oynadığı maçlar içerisinde anadolu efes, beşiktaş ve fenerbahçe ülker'i devirmeyi başardı. galatasaray'ı ise salladı ama yıkamadı. efe aydan'ın da söylediği gibi tofaş büyük maçları bir ayrı oynuyor ve gerçekten istiyor.

tofaş playoff'lara 8.sıradan girdi ama girdiği sırayı hiç haketmediğini belirtmek lazım. o kadro ve oyunla mutlaka ilk 6'da olmaları lazımdı. tabii bunda ruzic, inanç ve steele'in uzun süren ve art arda gelen sakatlıkları onları çok etkiledi. özellikle ruzic'in eksikliğini bir türlü atlatamadılar.

ruzic demişken ruzic tofaş için çok önemli bir oyuncu. yaşadığı stres kırığı sonrası bir türlü kendine gelemedi ve hala tofaş onu arıyor.

genel olarak tofaş serisinin galatasaray için hiç de kolay geçmeyeceğini düşünüyorum. belki aliağa maçı 12 sayıdan dönmeyip galatasaray 2. olup aliağa'yla eşleşse kendileri adına çok daha öngörülebilir seriler yaşanabilirdi. şimdi önlerinde potansiyel olarak yarı final serisini andıracak tofaş ve final serisi sertliğinde olacak bjk veya fb serisi var.

galatasaray için bu seride en önemli maç ilk maç. bu maçta yaşanacak bir süprizin telafisi çok güç. eskiden olsa 2 defa üst üste deplasmanda tekrar seriyi elinize alma şansı mevcuttu ama bu sene o şans yok. bir hata çok pahalıya mal olabilir.

tahminin 2-1 galatasaray.

banvit - aliağa ( 2-7 )

banvit sezona 4 maçta 3 mağlubiyetle başladı. sonraki 26 maçta ise sadece 2 mağlubiyet. ligin underdog etiketini beşiktaş'tan söküp aldılar ve belki son hafta ligi lider bile bitirebileceklerdi.

banvit konusunda belki sezonunda özeti olacak birkaç veri var. öncelikle.

- ligin galatasarayla birlikte rotasyonu en başarılı sergileyen takımı. yerli rotasyonu gayet yeterli ve sezon ortası kalin lucas hamlesiyle beraberde yabancı konusunda tepedeki 4 takıma yaklaştılar.

- ligin yine galatasaray'la beraber takım oyununu en iyi oynayan takım. kalin lucas, chuck davis ve bajramovic gibi birebirde çok etkili oyuncularının yanı sıra durdurulması imkansıza yakın şutör serkan erdoğan'a sahipler ve bu onlara özellikle hucumda büyük esneklik kazandırıyor.

- ligin en az sayı yiyen takımlarından biri ve bunu sezon boyunca istikrarlı bir şekilde sürdürmeyi başardılar. eurocup serüveni de buna dahil.

aliağa ise ligde beni en çok şaşırtan takım oldu. sezon başı ligden düşmeme mücadelesi vermelerini beklerken ki bunda burak bıyıktay ismi etkiliydi ama onlar 7.sıradan playoff'a girmeyi başardılar. özellikle transferde hep nokta atışı yaptılar. Branislav Ratkovica, brian qvale, ryan toolson ve sezon ortası gelip sezon ortası geri kaçan pinkney çok iyi yabancı hamleleriydi. yetersiz gibi görülebilecek yerli kadrosuna ise bjk'nin elinden kaçırdığı ersin görkem ve yılın kendini en çok geliştiren oyuncularından biri olan ümit sonkol ve orhan hacıyeva takımı taşıdılar.

ama her şeye rağmen ben aliağa'nın banvit karşısında maç kazanabileceği tahmin etmiyorum. çeyrek final serilerinde en rahat eşleşmenin banvit'te olduğu kanısındayım.

tahminim 2-0 banvit.

anadolu efes - karşıyaka ( 3-6 )

anadolu efes konusunda pek yazılacak bir şey yok açıkçası. ilias zouros'tan umutluydum. savunma ve daha sert bir takım yaratacağını düşünüyordum. dönem dönem bazı maçlarda bunu sundular ama baraç zouros'un oyun sistemine hiç uymayan tarzda bir uzun. bu açığı kerem gönlüm'ü zaman zaman 5 numaraya çekip kapatmaya çalışıyorlar ama bu seferde ufuk sarıca'nın ayıp derecesinde tavır takındığı dusko'nun form düşüklüğü onları etkiledi.

yabancı sınırlaması onlar için büyük handikap. lafayette ve kinsey'den doğru düzgün faydalanamıyorlar. zaten kinsey'in sakatlık sonrası bir türlü toparlanamamasıyla cenk akyol iyiden iyiye 3 numaranın sahibi oldu. zouros'un artı olarak efes rotasyonuna kattığı isim ise doğuş balbay oldu. şut konusunda medine fakiri kıvamında olsa da savunma ve hızlanma konusunda takım bir şeyler kattığı açık.

karşıyaka ise efes'in aksine playoff'lara formda giriyor. sezon boyunca chatman, ilkan, jovo ve nispeten ikonic, birkan üzerindensayı bulan karşıyaka playoff'ların en dar kadrosuna sahip takım.

oyun olarak karşıyaka chatman etkisiyle hızlı ve akıcı bir oyun oynayabilirken jovo etkisiyle de durağan set hucumundan mutlaka sayı bulabilecek bir takım. en büyük dezavantajları yorgunluk ve faul problemleri olan bir takımın uzun serilerde başarılı olması pek mantıklı değil ama yine de kendi sahalarına efes'ten bir maç çalabileceklerini düşünüyorum.

tahminim 2-1 anadolu efes.

beşiktaş - fenerbahçe ülker ( 4-5 )

dananın kuyruk kopartan serisi. beşiktaş bu yılın hikaye kitabında kimi zaman olumsuz hakaret vari kimi zaman ise hiç beklenmedik şekilde başarıyla yer aldı. lokavt döneminde organizasyon anlamında sınıfta kalan, transfer çılgınlığı basketbola tercih eden yapıdan, pops ve arrayo transferleriyle bir anda başarıya yelken açan katıldığı iki turnuvada 2 kupa kazanarak herkesi şaşırttılar.

beşiktaş oyun olarak ilginç bir takım. ana kadro geç kurulduğundan mütevellit bir türlü istikrarlı bir yapıya bürünemediler. ama onları farklı kılan şey ise her maça farklı bir motivasyon ve taktikle çıkıp rakibin zaaflarını değerlendirmeleri. ergin ataman gibi bu konuda kurt bir coachla birlikte hucumda çok seçenekli yabancı rotasyonu onları ellerini kuvvetlendiriyor.

beşiktaş için aleyhlerinde kullanılan en güçlü argüman dar rotasyon. fakat bunu her defasında özellikle türkiye kupasında etkilenmeden aştılar. ama playoff'lar farklıdır. beşiktaş gibi maç maç taktik geliştiren hamle yapan bir takım için uzun seriler tıkanma sebebi olabilir. çünkü karşısında yaz boyunca çalışmış takımlar varken onlar günü birlik detaylarla maç kazanma peşindeler. işte bu durum beşiktaş için dar rotasyondan bile daha önemli.

bunu açmak gerekirse beşiktaş galatasaray maçlarını örnek olarak sunmak mümkün. ergin ataman'ın galatasaray'a karşı geliştirdiği savunma stratejisi mahmuti tarafından ikincisinde çözüldü. aynı taktikle türkiye kupasında kazanmışlardı ama ikincisi olmadı. mahmuti beşiktaş'ın bu taktiğini kendine çevirmeyi bildi.

fenerbahçe ise sezon başından beri çok istikrarlı bir şekilde kötü. yanlış kurulmuş bir kadronun ceremesini çekiyorlar nitekim. mevcut homojen kadroyu yükseltecek takviyeler yapabilecekken onlar kritik noktalardaki en önemli yapı taşlarını bozdular. bu da onlara başarısızlık olarak geri döndü.

fakat fenerbahçe ilginç bir takım. potansiyel olarak sahaya yansıttıklarından çok daha fazlasına sahipler bireysel olarak. emir, ukic, bojan yetenek ömer ve mirsad ise patlayıcılık olarak takımı sürükleyebilecek kapasitedeler.

fenerbahçe için kötü haberler ise sakatlıklar. marko tomas ve oğuz savaş'ın playoff'larda oynaması zor görünüyor. ömer, mirsad, ukic ve engin'in sürekli tekrar eden sakatlıkları ise onların önüne engel olarak çıkabilir. tabii hiçbiri gist'in takıma zararı kadar güçlü olmayabilir o da bir gerçek.

artık sona gelirken bu seride her şeyin belli miktarlarda eşit olduğunu söylemek lazım. beşiktaş'ın bir saha avantajı var ama fenerbahçe'nin elinde zorluklardan güç çıkarma yeteneği var. beşiktaş'ın kenar yönetimi ve saha içi çözüm üretme artısına karşılık fenerbahçe'de emir ve ukic gibi hatta engin gibi maç çevirecek oyuncular var. beşiktaş hucum tavanı yüksek bir takım ancak fenerbahçe ise mirsad, ömer ve engin'le savunma sertliği euroeleague seviyesine çıkartabilecek yetisi mevcut.

tüm bu şartlar altında ben yine de bir şekilde fenerbahçe'nin akatlar'da bir maç alacağını düşünüyorum. bu açından serinin en önemli maçı ülker arena'da oynanacak 2. maç olacaktır.

tahminim 2-1 fenerbahçe ülker.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder