18 Nisan 2012 Çarşamba

TİM DUNCAN'IN YÜZÜKSÜZ PARMAĞI

gregg popovich'e coachluğu ne zaman bırakacaksınız diye sorulduğunda tim duncan bıraktıktan 30 saniye sonra demişti. bu sayede o kendisine yöneltilebilecek coachluğunu bir de duncan'sız ispatlaması gerekliliği tezini gelişine vurarak öldürüyordu. kıçımı yalasınlar kısmını ise sizlerin hatırına çıkartıyorum.


onun derdi tüm spotları üzerine çekip evet ben başardım demek değildi. kazanmak onun için yetiyordu. hele ki duncan, manu gibi güzel adamlarla kazanmak.


yıllarca hep bir şekilde kazanan takımı yarattı. 15 yıl boyunca drafttan kıymetli parça koparabilecek bir sıra elinde olmadan hep en doğru parçaları takıma monte etti. (bu konuya yani draft ve spurs konusuna yakın gelecekte değinebiliriz) duncan'ın çevresini hep pamuklarla sarıp sarmaladı. two towers'dan big three'ye dönüşen evrede o da dönüştü. yavaş yavaş vites artıran ve playoff'lar gelip çattığında top noktasına ulaşan tek yılların efendisi spurs'u hep zirveye yakın yerlerde tuttu.


takımın ana dişlileri yaşlandıkça daha önemlisi duncan yavaşladıkça spurs'un hep geri gideceğini düşünenleri hatta duncan'ın takas edilmesi (haşa) gerektiğini savunanları hep yanılttı. hatta geçen yıl ters eşleşme olmasa son bir şampiyonlukla veda busesi verebilecek bir takım yapısını yine yeniden bulmuştu.


olmadı fakat yılmadı da. sezona belki geçen yıl ki kadar afilli başlamadık ama yine batıda zirvenin adı teksas'ın toros'larının. hem de duncan'la oranla yavaşlaması beklenen takımı aksine hızlandırarak bunu başardı gregg pop.


hani kendisini duncan'sız bir sistemde kanıtlaması beklenen gregg pop, o kendini geliştirmeyen, dışa kapalı, tutucu gregg pop adeta kimileri için intihar olarak nitelendirilecek bir hamle yaptı. takımı duncan'a değil parker'ın hızına bağladı.


artık topun her hucumda mutlaka duncan'a indiği bir sistem yok. savunma ribaundunun alındığı an başlayan ve rakip savunma yerleşmeden potaya bakılan bir hucum sistemi. hızlı gelinemediği veya doğru şut bulunamadığı takdir de ise duncan'a ve manu'ya müracaat eden. rotasyonu delici guardlardan, atletik ve şutör kısalardan ve mobil uzunlardan oluşan bir takım.


sayı potansiyeli olarak nba standartlarının dahi üzerine çıkan spurs'un bu sistemde en büyük handikabı ise ribaundlar. çünkü savunma ribaundları bu sistem için en önemli done. savunma ribaundları rahat alınamadıkça hızlı hucumlar sekteye uğruyor ve doğal olarak sayı baremi düşüyor. spurs'un 85 altı sayı attığı maçları da kazanması pek kolay olmuyor.


bu açıdan batıda özellikle memphis ve lakers spurs'e ters gelen takımlar. kısaların çok fazla ribaund işlerine girmediği spurs'te hayvani uzunlarıyla lakers ve memphis ribaund üstünlüğünü çok kolay ele alabiliyor. ribaund dengesinin kurulamadığı ve düşen tempolarda ne yazık ki spurs'un işine pek gelmiyor.


nihayetinde bu sezonun asıl hikayesi lakers ve memphis'ten olabildiğince kaçmaktan geçiyor. bunun içinde batı liderliği büyük önem arz ediyor. şanlı spurs'un daha da şanlanması içini duncan'ın veda yüzüğü için yürüyün teksas'ın toros'ları, toros'ların aslanları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder