29 Nisan 2012 Pazar

NORMAL SEZON NASIL GEÇTİ?



2011-2012 nba normal sezonu kısa bi süre evvel bitti ve playoff lar oynanmaya başlandı. batıyı geçen sezon olduğu gibi 1. bitiren şanlı spurs'ümüzün (66 maçlık kısa sezonda 50 galibiyet) rakibi utah jazz oldu. bu seri başlamadan evvel sezonun spurs adına nası geçtiğine dair bi yazı yazmak lazım dedik ve bunu kendime görev bilerek, niyet ettim ne olmuş ne bitmiş yazmaya, uydum hazır olan james harden'a.


sezona içeride kazanan dışarıda ise kaybeden bi profilde başladı spurs. bu deplasman performansı yüzünden, kırılgan bi takım izleyeceğimize dair ufaktan tırstığımı hatırlıyorum. lakin boşuna tırsmışım. zaten az tırsmıştım. cümle içinde bir kez daha tırsmak kelimesini kullanırsam beni vurun. çünkü bi spurs'lüye bu kelimeyi kullanmak yakışmaz. koçun gregg popovich'se eğer rahat olman gerek. ginobili-duncan-parker jenerasyonunun etinden sütünden ve yumurtasından mükemmel yararlanan gregg hocam şüphesiz bir dahi. ellerinden öperim.

sezona çok iyi başlayan ginobili'nin sakatlanması en üzüldüğüm şeydi heralde. gerçi üzülecek çok az şeyin olduğu bi sezon geçti. ama işte bir kaç yıldır talihsiz sakatlıklarla sağlıklı kalmaya bir türlü başaramayan ginobili'yi izleyemeyecek olmak büyük hüzündü. neyse ki rodeo tripin (deplasman turu) ortasına doğru geri döndü manu ve zaman içinde eski formunu yakaladı. dakikalarını da çok iyi ayarladı gregg popovich. playoff a sapasağlam giriyor. ben böyle dedim ya kesin başına bi şey gelir amınakoyim.

ginobili'nin sezon başında sakatlanmasını bir de kawhi leonard açısından değerlendirmek gerek. sene başında performansını en çok merak ettiğim adam'dı kuvay. çaylak sezonunu geçirecek eleman hakkında olumlu şeyler okuyorduk. savunmadaki gareti, enerjisi, atletizmi övülüyordu. nitekim tüm bu özelliklerine şahit olduk sezon boyunca. manu'nun sakatlığı sonrası ilk 5 oynatmaya başladı süreleri arttı. takıma uyumu hızlandı. manu'nun sakatlanmasını böyle bir avantajı olduğunu söylemek mümkün. şut performansı açısından hakkında pek iyi konuşulmuyordu ama o yönünü de geliştirdi. yakında benim has elemanlarımdan biri olacak gibi. ismi güzel, tipi psikopat daha ne olsun.

sözü artık tim duncan'a getirmek gerek. geçtiğimiz günlerde 36 yaşına giren, nba tarihinin en iyi 4 numarası bu abimize duyduğumuz saygının derecesi yok. yine iyi bir sezon geçirdi, sezonun 2. bölümünde zaman zaman winner performanslarını görmek ayrı sevindirdi. bu noktada spurs'ün uzun rotasyonuna değinmek lazım. koç gregg popovich'in takıma oynattığı oyunu paez bi süre evvel kaleme almıştı. 2010 sonrası yavaş yavaş değişmeye başlayan basketbol anlayışı bu sezon zirve noktaya ulaştı. hızlı hücum, çabuk şut, boştaki adamı hemen bulma üzerine kurulu hücum basketbolu. bu noktada tiago splitter'la tim duncan'ı birlikte oynatmayı pek düşünmedi koç rastladığım kadarıyla. devamlı 2 sinden birini tercih etti. şahsen bir de bu ikilinin beraber oynadığı periyotlar olan bi oyun tarzının da çalışılmasını isterdim normal sezonda. tiago splitter, dejuan blair a göre çok daha iyi bir savunmacı. duncan'ın hala bi standardı var. dolayısıyla geçen sezon memphis serisinde olduğu gibi uzunlarıyla problem yaratacak takımlara karşı (memphis,lakers hatta ilk turdaki rakip utah) splitter-duncan ikilisinin oynadığı nispeten daha temposuz ama daha sağlam bi oyunun çalışılması ileride lazım olabilirdi. tabi gregg hocamın hikmetinden sual olunmaz. bir bildiği vardır. tiago'nun da bu sezon bir gelişme kaydettiğini belirtelim. nba'e çok daha alışmış bir görüntüde. avrupa'da onun bazı işleri ne kadar iyi yapabildiğini biliyorduk be sebeple geçen sezonli performansı biraz hayal kırıklığı yaratmıştı. bu sene ise çok daha iyi bi tiago izlediğimizi söyleyebiliriz. uzun rotasyonuna katılan bir isim de boris diaw oldu. tecürebeli ve yetenekli bi isim. pas yeteneği vs özellikleriyle bi derinlik kattığını söylemek lazım. ve evet; matt bonner üçlükleri yine gönderdi :( playoff'ta da bekliyoruz bunları bonner.

tony parker için normal sezonda takımın en iyisiydi demek yanlış olmaz heralde. 2008'in parkerını tekrar gördük. sorun şu ki bu fransız kardeşimizin, playoff larda olaya fransız kalabilme gibi bi özelliği var. mevzu playoff olunca parker'ın biraz sindiği malum. normal sezonki performansını playoff'a da yansıtması en büyük umudumuz.

sezon ortasında gerçekleşen richard jefferson-stephon jackson takasından da bahsetmek lazım. r jeff 2010-2011 sezonunun 2. yarısından itibaren büyük bir düşüş yaşadı performansında. eski bildiğimiz jefferson değildi artık, atletizmini neredeyse tamamen kaybetmişti. bu takas sayesinden spurs organizasyonu jefferson 2013-2014 teki yüklü kontratından kurtulmuş oldu ayrıca. ayrıca diyorum ama en önemli tarafı bu. geldiğinde ne vereceğini kestiremediğim adam s jackson'ın vasat kaldığını söyleyebiliriz ama r jefferson da ondan iyi olmazdı zaten. hem spurs formasıyla şampiyonluk yaşayan bir isim katılmış oldu kadroya (2003). "never underestimate the heart of a champion" demeyeceğim sakin :((

san antonio spurs'te oyuncuların performansını maximize eden bi sistem var. gregg popovich müthiş bi takım yarattı. herkes bi şekilde katkı veriyor, kötü gözükmüyor. oyuncuların takımı yükselttiği değil, daha çok takımın oyuncuları yükselttiği bi oyun. tabi bu bir etkileşim. bu noktada ginobili ve duncan abilerimizi ve biraz şerh koyarak parker'ı ayırıyorum. lafı danny green'e bağlamak hedefim aslında. danny green'i bu sezon euroleague'de union olimpija formasıyla izledik. açıkçası pek tutmamıştım elemanı. paez'in bana "danny green de fena adam değil, union olimpija dağınık takım o yüzden böyle kötü gözüküyor" dediğini hatırlıyorum. haklı çıktı. kusursuz işleyen spurs sisteminde danny green bazen öyle performanslar gösterdiki "vay amınakoyim" dedik. aynı şey dejuan blair, arada toros'a gidip gelen cory joseph- james anderson, matt bonner ve sonradan katılan patty mills için de geçerli.

gary neal'dan bahsetmedik daha ayıp ettik. 10 üzerinden 8 veriyorum ve bizimlesin diyorum :( ayrıntıyı es geçiyorum.

biraz fazla gereksiz ayrıntıya dalıp, memur zihniyetiyle (hafiften itiraf) bi şeyler karaladım sezonun nası geçtiğinde dair. utah serisi başlamadan evvel bi şeyler yazmak lazımdı. playoff heyecanı spurs için bu akşam başlıyor. (yaklaşık 1 saat sonra, tsi 20:00) rakip utah. açıkçası 8. sıradan finiks'in gelmesini tercih ederim. güçlü bi pota altına sahip utah jazz. geçen sezon memphis bizi marc gasol- zach rondolf ikilisiyle pota altında üstünlük kurarak elemişti. ama jazz'ın uzunlarının onlar kadar problem yaratacığını sanmıyorum. hem san antonio spurs geçen sezona göre çok daha iyi durumda. tempomuza dayanamazlar. 4-0 veya 4-1 lik bir sonuç bekliyorum. umarım talihsiz bi sakatlık yaşanmaz. tam takım bir şekilde, turları teker teker geçerek nba finaline yükselme ve şampiyonluk yaşama hayalindeyiz. yolumuz açık olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder