simitin yanına çay mı yoksa ayran mı? biliyorum deko sen her halükarda ice tea'den vazgeçmezsin. peki madem yabancı kısa getiriyoruz atacak arkadaş mı yoksa her takımın ömer onan'ı yok türklerde de kürek gibi kol yok azcık topa el uzatsınlar mı?
sergen koşsa real madrid'de oynar misali her ikisini de yapsa burada işi ne diyenler olabilir. gerçi sergen'in koşmayan hali de orada oynardı ya neyse.
scott reynolds
yarım sezon antalya macerası pek göze batmamış ama batsa iyi olurdu. nova'da beraber çılgın attıkları benim için bu sezon hafif hayal kırıklığı olan corey fisher'la antalya'da tekrar buluşup çay içmediler elbette takıma 6 galibiyet kazandırıp kümede kalmalarını sağladılar. hele bunların içinde galatasaray'ı deplasmanda yendikleri ve reynolds'un 30 sayı attığı maç var ki bunun üstüne mühür oldu.
reynolds ilginç bir oyuncu. ona sadece atıcı, skorer yakıştırması yapmak hoş olmaz. oyunun her alanında var olmaya çalışan ve bunu yapmak istemekten öte yapabilen bir oyuncu. skorer kimliğinden arındırıp zaten vasat seviyede yapabildiği savunma işinde evrilebilecek yapıda olduğunu düşünüyorum.
istatistiksel anlamda zaten hem asist hem ribaund hem de top çalma konularda gayet iyi verilere sahip 5 yıllık kariyerinde. şut konusunda vasat üstü bir isim. yani aranan geleceğin all-around oyuncusu o olabilir.
kyle weaver
her yere uzanan uzun kollar, kendisini bir şekilde potaya yaklaştıran atletizmi, fena sayılamayacak şutları, eh işte'lik top hakimiyeti ve pas meziyeti. ribaundlarda pozisyonu için hayli dominant. takımınızda ona savunma rolü biçin ve çok büyük sorumluluklar vermeyin. bir şekilde faydalı olacaktır.
eğer hala aklında nba'in spot ışıkları ve ponpon kızların gülüşleri yoksa avrupada gelecekte büyük işler başarabilir. tam istenilecek ve yatırım yapılabilecek bir oyuncu.
pavel pumprla
fırıncı küreklerini topluyoruz. bu sefer sırada beyaz uçan adam pavel var. birkan batuk'un türk pasaportu 900bin ediyorsa çek pasaportuna başka anlamlar yükleyip bu elemanı diskotek lambası gibi parlatabiliriz.
ilk olarak bu sene başı euroleague elemelerinde khimki - cez nymburk maçında izlemiştim. daha sonra eurocup şampiyonu olan khimki'yi perişan etmişlerdi özellikle maçın başında. işte o bölümlerde pavel takımı sürüklüyordu.
genel itibariyle pozisyonuna göre birçok artısı var. atletik, hızlı, iyi bir bitirici, kararlı bir yapısı var.
fundamentalı iyi bir oyuncu için ayakları o kadar hızlı ki hareketli haldeyken durdurulması çok zor bir oyuncu haline geliyor. atletik avantajlarıyla hızlı hücumları smaçla bitirebilmesini de ekleyince takım için müthiş bir silah. düşünün ömer onan'ın hızlı hücumları smaçla bitiren halini. bizim gibi fastbreak bitiremeyen takım için bulunmaz nimet gibi geliyor maalesef.
şut mekaniği güven vermese de çok fazla üçlük kullanan bir oyuncu değil. diğer istatiskleri ise iştah açıcı 1.7 top çalma, 2.5 asist, 4 ribaund.
micah downs
twitter'dan ve sözlükten basketbol bilgisine güvendiğim fuenlabrada taraftarı nowitzki40 bülent'in listeye dahil ettiği bir isim downs. onun için yazdıklarını direkt koyuyorum.
"2-3 numara oynuyor genelde. boyuna göre kilosu az olduğu için çelimsiz gözüküyor ama ben bir kısada heleki beyazda böyle atletizm görmemiştim. inanılmaz bir sıçrama yeteneği var. oynadığı bölgeye göre pek skorer sayılmaz(geçen sene 11 sayı ort var) ama her işi yapan oyunculardan. 3,5 - 4 ribaund ortalaması tutturdu. bir de geçen sezon başında sakatlık nedeni ile 6-7 hafta kaçırdı. orayıda kaçırmasa ritmini bulsa çok daha iyi ortalamalar yapardı. böyle her işi yapan oyuncuları severim ben. takımı ateşleyen oyunculardan. manresada kontratı bitti sanırım, muhtemelen el takımları olmasa bile manresadan 1 tık üstte bir takıma gidebilir. iyi bir takımda 15s-5r-3a gibi istatistikler yakalar bence her sezon."
patrick christopher
kendisini daha 2 gün önce tanju'yla konuşurken ahmet kandemir'in son antalya'sında en iyi yabancının christopher olduğunu söylemiştim. hala aynı kanıdayım o kadro da göze batan ilk isimdi ve cholet'ten coachu erman kunter onu beşiktaş'a getirdi. bana kalırsa gayet iyi transfer. kendisi için de büyük bir şans.
chris lofton
listenin son iki sırasında tbl efsaneleri var. öncelikle ted'e attığı 61 sayı değil fener'e attığı 47 sayıyla bu ligin efsanesi olmuş lofton var. efsane şutör, efsane skorer. tırabıl dediği gibi "lofton'u alın rakip pota altına 4 tane 1.60 boyunda top toplayıcı koyun"
quinton hosley
yine efsane yine ahmet kandemir. kariyerini değiştiren karşıyaka macerası. sezon ortası dee brown, robert hite, chris owens, charles gaines'li kadroya britton johnsen değil de hosly eklenseydi n'olurdu diye düşünmeyen galatasaray taraftarının pek bilmediği düşünenlerin ise unutmaya çalıştığı forvet.
bir sonraki sezon allah razı olsun kendisinden en zor! dönemimizde yine pat diye ortaya çıkan koray mincinözlü sayesinde izlemiştik onu sarı kırmızıyla. ama kural yine değişmemişti. sezon ortası gelen sezon sonu gider...
hosley tepetaklak giden kariyerini geçen yıl italya'nın sürpriz takımı sassari'de hafifte olsa kurtardı. 15 sayı, 5 ribaund, 2.5 asist ve 30dk süre. hiç fena değil. belki hala son bir şansı hakediyordur :(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder