31 Mart 2015 Salı

Pusu. Avrupa. S01E01 HDTV x264 LOL ettv

pilot bölümün sonra daha çok merak edilsin diye ara verdiğimiz ama hiç mi hiç merak edilmeyen euroleague pusu'nun ilk bölümüyle nihayet karşınızdayız. pilot bölüm ve karakterlerin tanıtımı için:

http://sanlispurs.blogspot.com.tr/2015/01/european-criminals.html


***





kasvetli bir akşam. yağmur yağsa kasvet dinecek ama sanki sırf ferdinando gentile rahat edemesin diye dönüp dolaşan bulutlar tek damla bırakmadan milano'nun tepesinde dolanıyor. gençliğinde tüm avrupa'ya korku salan gentile soyadı unutulmaya yüz mü tutacak? bu soru üstüne bir kadeh, bir kadeh daha. sonu yok, bütün gece böyle geçecek. yağmur da yağmıyor. derken kapı sesi. gelen kişi üzerine çok eğildiği ama o güne kadar bir türlü racona ayak uyduramayan oğlu alessandro. tek umudu. oğul gentile'nin baba çok içiyorsun itirazları, baba gentile'nin asıl içine dert olan şeyi oğluna söyleyememesi. derken oğul gentile bir müjdem var der: "baba büyük bir iş bağladık, yeniden bu soyadı layık olduğu noktaya gelecek. hovardalıkları bir kenara bıraktım artık. artık yeni bir alessandro gentile var. sadece avrupa değil tüm dünya duyacak bu soyismi. birkaç güne istanbul'a gidiyorum"




***





gustavo ayon'un telefonu çalmaktadır. hiç sırası değil halbuki. hay aksi lanet olsun diye küfürü basıyor gustavo. arayan komiser pablo laso. kısa kesmesi lazım, birazdan emanetlerin teslimi yapılacak ve karşılığında yüklü miktar para alınacak. polisle irtibata geçtiği öğrenilirse başına gelecekler pek iyi şeyler değil. şüphelendiren adımlarla bulunduğu yerden telefonu açmak üzere uzaklaşıyor lakin bu durumun pek hoş karşılanmayağının farkında. komiser laso'ya son durumu bildirip telefonu kapattıktan sonra kafasında bir sertlik... namlunun ucu soğukluğunu en sert şekilde hissettirmekte...

***






sabahın 6'sı. yeraltı dünyasında pek çok adamın yeni uykuya daldığı bu saatlerde nemanja bjelica çoktan kalkmış, sporunu yapmış, duşunu almış, kahvaltısını yapmış, takım elbiseyi üstüne çekmiş vaziyette. son zamanlarda işler nemanja için çok iyi gidiyor ve bu disiplini bırakmaya hiç niyeti yok. tekstil maskesi altında italya ile kurduğu bağ ile çok büyük bir meblağ parayı aklamak üzere. kendisi de bu işten epey cebe indirecek ve bundan sonraki işlerde en çok başvurulan isim olacak. hataya yer yok. en ufak bir açık büyük problemlere yol açabilir. ancak nemanja bjelica her şeyi en ince ayrıntısa kadar planlamış durumda. şirketin kapısından elinde donut'la girerken telefonda annesinin "sana kız buldum bi buluş istersen" ısrarlarına "off anne" diyerek karşılık veren birinden kim şüphelenir ki zaten.

***

gelecek bölüm: duygusal dev boban marjanovic'in yükselişi. david moss'un bir anda kendini çok büyük olayların ortasında bulması ve duygudan yoksun matt lojeski'nin vukuatları. Pusu Avrupa'da.




10 Mart 2015 Salı

galatasaray - fenerbahçe #efsane



sezon bittiğinde bu  maçtan daha iyi oynadığımız, bu maç kadar istediğimiz bir maç daha olmayabilir. belki bugün aslında sezon bizim için bitmiş bile olabilir ama bu maç tüm sezonun hatta galatasaray tarihinin en efsane maçları listesine girecek.

galatasaray cezalı hocasına, hafta içi kaybettiği beynine, kalbine, her şeyi olan arroyo'ya, 6 kişilik rotasyona rağmen fb ülker'i 40 dk boyunca istediği oyuna mecbur ederek bu maçı kazandı. şanslıydı ama o şansı yaratmak için her şeyi yaptı.

galatasaray lig tv spikeri ve yorumcuların söylediğinin aksine tempo ve hızlı oyun silahını hazırlamıştı fb ülker'e karşı. aslında bu silah değildi mecburiyetti. çünkü fenerbahçe hem daha yetenekli ve yüzdeli oyunculara sahipti hem de sete sette galatasaray'dan daha fazla opsiyon yaratabiliyordu. oysa galatasaray'ın elinde sadece sinan güler ve vlad micov'un ikili oyunları ve justin carter'ın 1e1'de fiziksel yetileriyle çıkartacağı oyunlara sahipti. oysa yaklaşık 12 bin kişilik koroyu arkasına alıp daha hızlı oynayarak pozisyon sayısını artırıp hata yapma lüksüne sahip olacak, iki takım arasındaki farkları savaşarak - ofansif ribaund, blok, top çalma- minimize edebilecekti. staff alba berlin maçında yapmamız gereken şeyi bugün sahneye koydu ve bu plan istekle de birleşince maçı getirdi.

elbette bu tip dar rotasyonla mücadele edilen maçlarda maçın sonunu oynayabilmek için enerjinizi daha iktisatlı kullanmak bir yöntemdir ancak yaratıcı oyuncu sayısı sınırlı olan galatasaray'ın maçı kazanacak noktaya getirebilmesi için oyunu daha başka parametreler üzerinden oynaması lazım gelirdi. sadece kolay ve çabuk basket bulmak değil rakibin hücumunu kendi hücumumuzla şekillendirmek. taraftarı arkasına alan galatasaray bu yöntemle belki de kariyerinde böyle şut performansı görmeyen sinan güler'e üst üste iki tane imkansız ginobili şutu attırdı. fenerbahçe ise o imkansız galatasaray hücumlarından sonra doğruya değil sayıya yöneldi. onlar da goudelock'la imkansız şutlar soktular belki ama onların planı bu değildi. bu plan galatasaray'ındı. ve bu kurgu maç boyunca yalnızca 1 yada 2 p&r baskete izin veren galatasaray savunmasının da anahtarıydı.



yağızer uluğ maçın başından sonuna muhteşem bir coaching gösterdi. işler iyi giderken hadi şu oyuncuyu biraz dinlendireyim fikrine kapılmadı. momentum bizdeyken bunda ısrar etti. bu olayın şöyle olumlu bir tarafı var ki tek maçlarda genelde dar rotasyon özellikle takım kimyası ve oyuncuların maça inancı noktasında çok mühimdir. ilk 15 dk oyuncu değiştirmemek de bence bu kapıyı açan anahtar.

hakeza istatistik kağıdını elinize aldığınızda göreceğiniz şey olan faul sayıları da bununla irintili. herkes sorumluluğunun farkında. maçın sonunu da kendisinin oynayacağını biliyor ve maç boyunca bakıyoruz transition savunmalarında bile faulden önce her şeyi yapmaya çalışan bir takım var.

oyuna geçtiğimizde ise ilk yarı boyunca sinan güler'le oynadığımız ikili oyunlarla maçta kaldık. fakat bu maçı kazanmak için yeterli olmayacaktı bunu biliyorduk. diğer iki kısa oyuncumuzun da oyuna girmesine ihtiyaç vardı. justin carter oyundaydı ama bir türlü istediği şekilde bitiremiyordu. micov ise maça çok uzaktı. maçın kırılma ya da galatasaray'ın kazanma noktasına gelmesini sağlayan da micov'un maça dönüşü oldu. 3.çeyrek şutunu soktu ve ondan sonra istediğini yapmaya başladı. bir devrede 16 sayı atması bile değil mevzu. önemli olan galatasaray hücumlarını sinan dışında birinin yönlendirebilmesi. o topu alıp tepe p&r oyununu oynadığında fb ülker savunması neyi yapacağını bilmesine rağmen engel olamadı. ne yapması gerekiyorsa onu yaptı. potaya gitti, pası gördü, faul aldı. maçın kahramanı sinan güler'di ama maçı kazandıran olay micov'un oyuna kafa olarak girişi oldu.



galatasaray bugün efsanevi bir maç kazandı ama bundan sonrası en az bugün kadar zor olacak. gelecek adına çok umutvar şeyler söylemek de kolay değil. ancak bugünün bize gösterdiği şu: arroyo gittiğine göre artık envanterimize uygun şeyi oynamamamız lazım. bu kadro arroyo oyununu oynayamaz. bu kadro sete sette çözülemeyecek şeyler üretemez. bu kadro bu oyunu oynar. koşar, ısırır, ister. kısacası tempo yapar. bu bizi belki şampiyon yapmaz ama içeride taraftarla oynayacağımız her maçı kazanabilecek noktaya getirebilir. 

daha efsanesi oynana kadar kızılyıldız ve bugünkü fenerbahçe maçı sezonun maçlarıdır. tıpkı cska maçı gibi. ama yeni bir efsane neden olmasın?