15 Haziran 2012 Cuma

teşekkür & özür


galatasaray erkek basketbol şubesini ayağa kaldırdığın için; 2010-2011 sezonunda futbol takımı felaket bi sezon geçirdiği dönemde, galatasaray erkek basketbol takımını 21 sene sonra finale çıkardığın, taraftara tutunacak bir dal verdiğin için; bizleri tekrar salona topladığın, en sıradan gözüken lig maçını yayınlayacak kahvehaneler arattırdığın için; 

euroleague'e kalmak bile büyük olay olur derken final 8 i talihsiz bi şekilde kaçıran bi takım yarattığın için; euroleague'de final oynayan iki takımı yenmeyi başarıp bu taraftara asla unutamayacağı zaferler yaşattığın için; zaten erkek basketbolu takip eden adamların daha da yakından takip etmesini sağladığın için, basketbola dair hiç bi şey bilmeyen adamları neredeyse "en iyi yaptığımız iş olan ikili oyunları oynayamadık, savunmada perdeden sonra adam değiştirsek daha iyiydi" noktasına getirdiğin için;

hakkında o kadar karalama kampanyası yapılmasına rağmen centilmenlik örneği gösterip sessiz kaldığın için (gerçi keşke konuşsan koç), şubeyi yönetimin güç gösterme aracı olarak kullanma noktasına getirecek kadar çekici bir yapı haline getirmede en çok katkıyı veren olduğun için (bunu açmayacam şimdilik), yavşak olmadığın - duruşundan hiç taviz vermediğin için; ve şu an aklıma gelmeyen daha bir çok şey için;

teşekkürler.


bana göre kesinlikle mahmuti ile yola devam edilmeli, iki senedir süre gelen yapının istikrara kavuşması - şubede artık bi basketbol aklının iyice yerleşmesi gerekirdi. beşiktaş milangaz'ın sezonu kupalarla kapatması- yarı finalde galatasaray'ı elemesi ve tüm medyada "beşiktaş bunu galatasaray'ın yarı bütçesiyle yaptı" dezenformasyonu galatasaray yönetimini de etkiledi. basketbolu bildiğini sanan yönetim tarafından, türlü oyunların oynandığı bir süreç sonunda görevine son verildi. tamam yollar ayrılabilir eyvallah ama bu süreçte yaşananlar galatasaray değerlerini ayaklar altına aldı, beni kulübüm adına utandırdı malesef. 

hatırlanacağı üzere beşiktaş serisi henüz başlamamışken mahmuti'yle sözleşmenin  uzatıldığı açıklanmıştı galatasaray spor kulübü resmi sitesinden. tbl yarı finalinde elenince başarısız oldu bu takım etiketini lap diye basmaktan çekinmeyen, basketbolu çok iyi bilen! yönetim, koçla yolları ayırma kararı aldı. buna son derece tepkiliyim ama bundan daha vahim nokta bu süreçte yaşananlar oldu. medyada mahmuti'yi itibarsızlaştırmak için yapılan onlarca karalamaya karşı hep sessiz kaldı yönetim. 

bu karalamaları tekrar burada dillendirmeyeceğim; sebebi bunlar konuşuldukça üzerine yapışıyor olması bu düzgün adamın. yönetim tarafından bu dedikodulara dair doğru veya yanlış tek bir açıklama yapılmaması, bunların yönetim kaynaklı olarak piyasaya sürüldüğü tezini gayet güçlü kılıyor kimse kusura bakmasın. farzedelim bilerek değil de tembellik edildi, iki yıldır kulübüne hakkıyla hizmet etmiş adamın bu kara propagandaya maruz bırakılmasına sessiz kalmak affedilemeyecek bir yanlıştır nazarımda. oktay mahmuti'nin resmi olarak ayrıldığını menajerinin açıklamasıyla öğreneli 24 saati geçmişken, hala lütfedip resmi siteden bir açıklamayı taraftardan esirgeyen yönetime selam olsun. koç mahmuti'den özür diliyorum yönetim adına.

"fenerbahçe'ye giderse o zaman göreceğim sizi" cilere de bi iki şey söylemem lazım. mahmuti sene içinde kendisine hangi takımlısın diye sorulduğunda yavşaklık yapmayarak takım tutmadığını sadece kızılyıldız'a sempatisi olduğunu söylemiş bir adamdır. 


"ben galatasaraylıyım diye bağırarak başarı gelmez. bir şeyler üretmemiz gerekiyor. bunlar herkes için geçerli. oyunculara da söylediğim bu, kendi adıma da başlangıç noktam bu. tekrar söylüyorum ben galatasaraylı değilim. çok eskiden kızılyıldız taraftarıydım. türkiye’ye geldikten sonra herhangi bir kulübe sempatim yok. bunu da saklamıyorum. popülizm olsun diye galatasaraylıyım diyebilirdim. burada beni armayı öperken de görebilirdiniz. bunlar çok önemli değil. günümüzde türk insanı artık bunları istemiyor. önemli olan galatasaray içine neler yaptığımız ve yapmadığımız. popülist yaklaşımlardan ziyade realist davranmalıyız, daha üretken olmalıyız. "

hiç bi zaman galatasaraylı olduğunu iddia etmedi, sadece tüm konsantrasyonuyla işini yaptı. fenerbahçe'ye giderse kişisel olarak üzülürüm ama onca yapılanlardan sonra bunu yaparsa kendisine kızamam. umarım fenerbahçe yerine başka bi takımla anlaşır (mümkünse yurt dışında ve mümkünse euroleague'de mücadele eden bi takım) ve uzaktan onu desteklemeye devam etme şansı buluruz.

"kimse galatasaray'dan büyük değildir" ve "kişileri galatasaray'dan üstün tutmayın". içi boş ve sadece slogandan ibaret laflar. mahmuti ile devam etmek istiyorsak bunu galatasaray'ın geleceği için istiyorduk. lafının edilmesi bile komik. yönetimin galatasaray erkek basketbol şubesinin geleceği adına nasıl planları olduğu bilmiyorum. isterse en meşhur koç gelsin, büyük bütçe hazırlansın koç mahmuti'ye reva görülen muamele vicdanlarda yerini hep muhafaza edecek. bundan sonra erkek basket takımın geleceğini yazıp, çizip, konuşmaya devam edeceğiz allah'ın emri. umarım eski günlere dönüş olmaz, vizyonu en az mahmuti kadar hatta ondan daha ilerde bi koçla anlaşılır ve şubeye hakettiği yatırım yapılır. 


ama içimiz buruk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder