8 Nisan 2013 Pazartesi

barca pao - söz bende sever gibiyim

euroleague f8 eşleşmelerinden barcelona-pao mücadelesini değerlendirmek bana düştü. hem bu iki takım sezonun bu bölüme kadar olan kısmını nası geçirmiş değinelim, sonra seride sonuç ne olur ahkamımızı keselim. az goygoy katalım, bebekte 3-4 tur atalım, olmadı bi de sigara yakalım.

barcelona'yı sezon başladıktan bir süre sonra real madrid en iyisi goygoyuna rağmen olası bi final eşleşmesinde favori görüyordum. sebebi özellikle kendi temposuna düşürebildiği her takıma karşı avantajlı olduğunu düşünmemdi. düşük tempo, set hücümunda juan carlos navarro gibi kıldan skor çıkaran (ne demek hiç bilmiyorum şimdi uydurdum) bir oyuncuyla avantajı elinde bulundurur çünkü. gelgelelim, 1. tur + top 16'nın tamamını bu kasvetli, durağan oyun ile geçirmeyi anlamsız gören barcelona temposunu artırdı ve yüksek skorlu bolca maçını izledik. bunu yapmak lazımdı, zira bu kadar yoğun maç takviminde hem juan carlos navarro'yu çok yormak olmazdı hem de gerek yoktu. aksın gitsin takım. navarro'nun da kritik anlarda piyasaya çıkmak gibi bir özelliği olduğu malum zaten. klişedir, f8'lere kadar yatar. sadece arada kritik maçlarda iş görür.

pota altında sezon başı real madrid'den gelen ante tomic'in sezon boyu şahane performansı vardı. henüz vitesi pek artırmayan lorbek ile pota altında 2 büyük adam olarak 1. sınıf bir ikili. ben pek tutmasam da cj wallace (paez'in eleman) 4 numarada iyi bir üç sayı tehdidi. yemen illerinde nathan jawai (razor selam) arkadaşımıza hiç ısınamayacağım heralde. back-up bir uzun olarak sezon başı başka bir ismi tercih etseydi barca kesinlikle daha iyi ederdi. tomic hamlesindeki nokta atışın nazarı sayalım.

tabi en olmayacak şeylerden biri oldu ve pete mickael sezonu kapattı barcada iki hafta evvel. savunmasıyla, tutkal yönüyle, skor katkısıyla ana rotasyonda 25-33 dk'lık yeri olan bir bir isimdi. tremmel darden ile beraber post oyunu en iyi iki 3 numaradan biridir avrupa'da. bu ciddi sıkıntı sonrası avustralyalı g-f joe ingles'a gün doğdu tabi. savunması iyidir, oyun disiplini yüksektir ancak şutuna güvenemem şahsen. belki f8'de pao karşısında sıkıntı pek yaşanmayacak ama pete'in yokluğunun şampiyonluk yolunda yara vermesi muhtemel. çok sevdiğim bir oyun kurucu olan huertas (dön gele kaa laboraline), ve ulu saras imrendirirken, son siena maçındaki performansıyla alex de souza abrines'in ileriki yıllar için oldukça heyecanlandırdığını belirtelim. çok iyi savunmacı ama yeteneksiz barcelona'nın sinan güler'i victor sada'ya da antipatilerimizi iletelim.

tomic ve lorbek'in beraber 27-30'ar dakika oynadığı, juan carlos navarro'nun 25-30 dk oynayıp takımı sırtladığı, düşük tempolu 60-65 yiyen barcelona'yı pao karşısında, olmadı f4'te göreceğimizi tahmin ediyorum. pete mickael'ın yokluğuna ve koç pasqual'e rağmen cska ve real madrid'in önünde görüyorum. tempoyu yükselten takımlara karşı da sezon içinde önemli kazanımlar elde ettiğini not edeyim. elinde 2 silahı birden var.

gelelim yoncalar diyarı panathinakos'a. sezon başı takım küçülürken ve diamantidis hariç sağa sola dağılırken, top 16 bile göremeyebilirler düşüncesi mevcuttu. ancak elinde diamantidis gibi bir lider varsa yanına konya torku'nun 2-3-4-5 rotasyonunu ekle, euroleague'de iş yaptırır. öylesine büyük, yüce bir ağabeyimiz. bir de pao'nun buraları oynama alışkanlığını ekleyince bu vasat kadro ile final8 yaptılar ve şu anda çok net bi şekilde başarılı adletmek mümkün pao'yu.


dimanatidis gibi lider ve ukic gibi tecrübeli ve savunması iyi 2 guard'a, zaman zaman kanatlarda bramos ve macuilis'in eşlik etmesi önemliydi sezon boyu. steph lasme eklentisi sonrası pota altında önemli bi gedik giderilmişti ve çok katkı verdi pao'ya lasme. enerjisi, atletizmi, hücum ribaundu+basketleri ile kilit isimlerden biri pao'da. hücumu kısır kaya peker tsartsaris, nerdeyse sıfır katkı veren baby sofo'ya rağmen, andy panko ile takas edilerek gelen fundamental fukarası james gist ile bu takım son 8 yaptı. diamantidis demiş miydik? bir de ek yapalım ve koç pedoulakis'in hakkını verelim.

pao buraya kadar iyi geldi ama bundan sonrası yok. kanaatim, ilk 2 maçı da sahasında oynama avantajıyla da barcelona panathinakos'a maç vermeyecek ve 3-0 ile ismini f4'e yazdıracaktır. ister yüksek tempo, ister düşük tempo tercih etsin barca, iki türlü de iki takım arasında güç farkı var. kısır hücum gücü olan pao'ya karşı tempoyu yükselterek rakibi çaresiz kılmak da mümkün, düşük tempoda juan carlos navarro'nun zaman zaman huertas ve saras'ın açtığı kilitlerle f4'e antrenman niteliğinde seriyi değerlendirerek bu eşiği geçmek de bir yöntem. belki 2'si birden.

bi kaç değişik, hikaye oluşturan noktaya değinelim;

- olası bi sofoklis schortsanitis ve nathan jawai eşleşmesini parkede görmek biraz korkutabilir
- yıllarca giydiği pao formasına hiç yabancı olmayan sarunas jasikevicius eski takımına karşı.
- başlığa binaen. suç bende sever gibiyim gel benim ol da rahat edeyim güzel şarkıydı

1 yorum:

  1. resim olamayınca ilgimi çekmedi ama ben de fikrimi beyan edeyim. barcelona savunma olarak hala el'in en iyi takımı. topa baskıdan ziyade eksik yakalanmamak üzerine kurulu savunma prensipleri onların rakipten uzun seriler yemesini önlüyor. ellerindeki navarro-pete-lorbek-tomiç-jawaii gibi 1e1'leri olan starları sayesinde de hep ayakta kalmayı başarıyorlar. ama bu defa pete yok ancak onun yerini hem abrines hem de joe harika kapattı şimdilik. joe'ye parantezi sonra açarız muhteşem bir skorer adam.

    pao ise diamantidis ve özel şutörlerin eline bakan bir takım. pota altında sofo, pr bitirici lasme maç maç öne çıkıp katkı veriyor ancak barça serisinde istikrarsızlık onların en büyük handikabı. 5 maçlık seride ne kadar ayakta kalacaklarını dia değil geriye kalan rotasyonun katkısı belirleyecektir.

    YanıtlaSil