17 Temmuz 2014 Perşembe
nolan smith - o bir şampiyon
ncaa oyuncuları gerek oyun tarzları gerekse de fiziksel özellikleriyle kariyerlerinin devamında nba mi yoksa avrupa mı yapacaklarının sinyalini verirler. boy, en, sıçrama, eşleşebilme, uzmanlaştığı hücum opsiyonları vs.
nolan smith de duke'le şampiyonluk yaşarken yerinin nba değil avrupa olduğunu göstermişti bizlere. daha all-around oyun yapısı, arafta kalmış pozisyonu, avrupa için yeterli ancak nba için yetersiz atletizmi... ve nolan smith başarısız nba denemesinden sonra cedevita'yla, iddialı bir takımla avrupaya adım attı. normal şartlarda bu tip combo guardlara daha fazla skor yönlerini ortaya çıkartacak, yıpranmalarını önleyecek; italya, israil, yunanistan ligi takımlarında görmeye alışkınız. ancak nolan smith tercihini jasmin repesa'nın adriyatik ve eurocup oynayan takımı cedevita'dan yana kullandı.
bu bazı istatistiksel noktalarda nolan için dezavantajlar oluştururken avrupa oyununa geçişte nolan'ın lehine zuhur etti. oyununu tamamen 1 numaraya adapte ederken, duke kariyeri sonrası yine amacın kazanmak olduğu bir takımda ve yüksek adrenalin-sorumluluk çerçevesinde mücadele etti.
peki kadro yapısı ve sistemi biraz gözardı ederek nolan smith ne yapar ne yapamaz onlara bakalım.
ne yapar?
nolan smith oldukça yetenekli bir oyuncu. yeteneğini şöyle belirtmekte fayda var ayak fundamentali ve devamında penetre kombinasyonu sanat eseri gibi. bitirişleri çok estetik. ki burada güçlü bir fiziğe sahip olmasının da çok büyük etkisi var.
topla ilişkisi ( ball handing ), sahaya olan hakimiyeti onun avrupada 1 numara oynama sebebi. topa muazzam hükmediyor ve ayak çabukluğu sayesinde de rakiplerine üstünlük kurabiliyor. set hücumlarında ilk adımı hızlı olmamasına rağmen adamını geçmekte sıkıntı yaşamıyor bu sebepten dolayı. gerek birebir gerekse de perde sonlarında potaya gidebilecek yolu kendisine açabiliyor.
en önemli özelliklerinden birisi de pas meziyetleri. bir oyun kurucuda aranması gereken ilk özellik tv'de/salonda maçı izleyen seyircilerin görebildiği pas kanalını görebilme ve o riski alıp arkadaşına o pası atabilme cesareti. nolan smith bu işleri hem duke'de hem de cedevita'da bıkmadan yaptı. iki takımda da komuta kendisindeydi ve bu sorumluluk onun liderlik özelliklerini geliştirdi.
nolan'ın 1.88 boyu ve ince fiziğine rağmen çok iyi bir savunmacı olduğunu söylemek lazım. sadece topa baskı ve pas arası yapmasından mütevellit değil bu savunma özellikleri. doğru zamanda doğru yardımları kovalayabiliyor, perde çıkışlarında sertlik koyabiliyor, uzun kollarıyla birebir savunmasında rakibi rahatsız edebiliyor. yani olayı takım kimyasında evirdiğimiz de arroyo'yu dinlendirmek dışında arroyo ile beraber de oynaması gereken bir combo guard tercihinde aradığımız özelliklerden birine daha sahip nolan.
bizi ne üzer?
istatistikler bize bazen çok şey verirler bazense görmek istediğimiz bi' çok şeyi kapatırlar. nolan smith'in istatistiklerine baktığımızda iki veri bize resmen bağırıyor. ilki üçlük yüzdesi ikincisi ise top kaybı oranı.
nolan'ın cedavita kariyerindeki üçlük yüzdesi felaket. adriyatik'te %31, eurocup'da ise %28 ile atıyor. fakat duke kariyerindeki üçlük yüzdesi daha kabul edilebilir bi' noktada junior sezonu ( şampiyonluk sezonu ) %40, senior sezonu ise %35. bu farkın oluşumunu sadece çizgilerin uzaklık farkına bağlamak bence doğru olmaz. neden mi?
çünkü nolan smith duke kariyerinde topa hükmeden konumda bulunmasına rağmen çoğu zaman 2 numaralı pozisyonda oynuyordu. yorulmamak adına topu getirmiyor, korunaklı bi' şekilde topa yöneliyordu. bu sayede screenler üstünden topu alarak çoğu zaman daha rahat şut imkanı bulabiliyordu. cedevita'da ise sistem gereği daha fazla topla hareket halinde olduğu için genelde ikili oyun sonrasında veyahut bir adım geriye çekilerek bu atışları kullanmak zorunda kalıyordu. bunlar burada dursun.
nolan smith'in şutörlüğü ve skorerliği üzerine derin düşünmek lazım. çünkü duke ve cedevita dönemleri birbirinden hayli uzak ve büyük farklar barındırıyor. duke takımında yer yer sete set üzerinden kendisine hazırlanan oyunları bitiren bir nolan varken cedevita'da kendi zorlamalarına ihtiyaç duyan bir nolan smith var. bunun istatistiklere yansıması ise top kaybı sayılarıyla oluyor işte. nolan smith eurocup'da maç başı 3.1 top kaybıyla oynuyor. çünkü doğru şutları değil zorunda kaldığı şutlara oynuyor.
skor potansiyeli ise yine bazı farklılıklar barındırıyor. benim izlediğim cedevita maçlarında nolan smith'in en büyük skor opsiyonu transition offence'lerden çıkarttığı sayılar. ikinci opsiyon ise ikili oyun sonraları potaya penetreleri. yani nolan'ın 16 sayı ortalamasını paylara ayırdığımızda büyük kısım fastbreak sayılarına gidiyor. sete sette kendisine yarattığı bölüm ise beklentilerin aksine daha küçük.
nasıl kullanmalıyız?
nolan smith bir vizyon transferi, burada sıçrama yapıp daha yukarılara çıkabilecek bir yetenek, özel bir oyuncu. ancak onun verimliliği sadece bizim sistemimizle de alakalı olmayacak. biz nolan'ı daha doğru setler üzerinden kullanırken nolan da neyi ne kadar yapması gerektiğinin farkında olacak. burada topa yön verecek birincil opsiyon o olmayacak hakeza skor üretme konusunda da ilk onun eline bakmayacağız. eğer zorlamalarını dizginler ve doğru şutları seçerse bence sorun yaşamayız.
gelelim nolan'ın bu handikaplarını nasıl nötralize edeceğimize. öncelikle direksiyonda nolan otururken topu getirdin hadi bize bir şeyler üret dememeliyiz. mümkün mertebe onu da arroyo'da olduğu gibi screenlerden çıkartarak üstüne hand-off veyahut re-screen'lerle nolan'a alan açmalıyız. burada önemli olan nolan'a yaratılan hareket alanından aslında takımın geri kalan şutör oyuncularının ve hızlı devrilebilen uzunlarının en doğru pası alabilmesini sağlamaktır. ( ki potaya bi' boşluk yaratılırsa zaten nolan oradan sayıyı çıkartacaktır )
biz genelde arroyo için tepede iki uzunla ( erceg pop-out, furkan devrilme ) perde kuruyorduk ve arroyo bu perdeleri rakibe ve oyuna göre kullanıyordu. nolan için ise topu screen sonrası veyahut hand-off'tan aldırıp p&r setlerini oynatmak ve hücum alanına erken gelip p&r setlerini oynatmak en büyük silahımız olmalıdır.
daha fazla turnover sayısı kovalamalıyız. elimizdeki arka alan oyuncularında nolan ve pocius'un biraz daha riskli savunma hamlelerine girmelerine göz yumabiliriz.
hızlı hücum denemelerini artırmalıyız. nolan oyundayken ribaund sonraları 5 numarayı koşturarak nolan'ın kolay bir sayı üretimine gitmesine yol açmalıyız.
bol bol 4 kısalı beşler izleyeceğizdir micov'la birlikte. burada topun daha hızlı dolaştığı ve daha fazla hareketin olduğu hücum setlerinde nolan smith'i topsuz cut eden ( özellikle spurs motion offence'lerinde gördüğümüz potaya tepeden cut yapan kısa ) rollerde kullanmalıyız.
nolan smith'li beşte topu olabildiğince sete setten önce kullanabilmenin yolunu aramalıyız.
son olarak...
nolan smith'in cedevita döneminde çok da doğru kullanılamadığını düşünüyorum. genellikle oyunda bulunduğu kısımda miro bilan ve yusuf nurkic gibi potaya yakın oynamayı seven uzunlarla oynayan, yüksek pick and roll oyunlarını çok sık kullanmayan cedevita sisteminde nolan smith'in delici özelliği de duvara toslamalarla sonuçlanabiliyordu. daha önce bahsettiğim zorlama ve top kaybı hususlarının da temeli buydu.
oysa nolan smith'in daha sık erken ve yüksek pick and roll'ler üzerinden şekillenen bir hücum düzeninde -hem kendisine alan yaratma hem de pas kanallarını artırabilme yetisi - daha verimli olacağını düşünüyorum. bu açıdan onun oyununa daha uygun gelebilecek uzun portföyü potadan uzaklaştıkça üretim kabiliyeti düşmeyen ve dış şutlar üzerinden de tehdit yaratabilen uzunlar olacaktır.
son olarak nolan smith yetenekli ve çok önemli bir oyuncu ancak elimizdeki oyuncuyu tanımamız şart. eğer nolan smith'i mevcut arroyo setleriyle ve arroyo'nun muadil back-up'ı olarak düşünürsek bence çok büyük hata ederiz. markoishvili setlerinde oynayan malik'i hatırlatırım.
12 Temmuz 2014 Cumartesi
nba offseason - progresif nasreddin hocalı
bir gün hoca traş olmak için evden çıkıp berbere doğru yol alır. her zaman gittiği berberin kapalı olduğu görünce lebron james'in berberlik yaptığı sahil berberine gitmek zorunda kalır. el mecbur. lebron genç bir berber olduğundan hoca selamun aleyküm demek yerine msn dili kullanıp S.A. der girer içer. hoca S.A. deyince lebron'un aklına san antonio'ya kaybettikleri nba final serisi gelir, haliyle moral bozulur. o moral bozukluğuyla hoca'nın enseyi jiletle alırken yaralar. celallenen hoca madem san antonyo koyunca şaftın kayıyor berberlik yapma diyerek çıkışır lebron'a. lebron james'in diyecek sözü yok. hoca haklı. elindeki traş malzemelerini bırakır ve babasının evi cleveland'a dönmek üzere yola çıkar. babasının berber dükkanına uğrayıp onu tekrar kabul etmesini ister. zamanında onu evlatlıktan reddettiğini açıklayan babası eyvallah der, gel dükkanı devral. aslında zor zamanda evini terkeden bu eşşoleşşeği kabul etmesi pek doğru değil gibi gözükse de hem dükkanı genç kuvvetli birine emanet etmek gerek hem de baba yüreği işte. fıkra'dan hisse: san antonyo 40 metreden bir çakar, baba evine gönderir.
nasreddin hoca berberden sonra çıkar, çarşıya doğru yola koyulur. eşeğine düz binmektedir. zira ters binerek sürme artistiği artık onu oldukça zorlamaktadır. zaten otobüslerde de ters koltuğa oturunca midesi bulanmaktadır hocanın. pazar yerine gelir, pazar yerine bak pazar yeri gibi kalabalık zheheheh diye kendi kendine espri yapar, sonra yaptığından utanır. chris bosh'u görür pazarda. görmüşken bi eğleneyim şunla diyerek yanına gider. yine S.A der. bosh'ın da yüzü düşer lebron'un olduğu gibi. "geçen lebron'un berber dükkanındaydım, masanın üstündeki dergide tepesi az kel, ihtiyar bir arjantinli senin üstünden smaç basıyordu hayırdır?" diyerek iyice insafsızlaşır. chris bosh, miami olarak seneye karizmayı toplayacaklarını söyler hocaya. "bizde lebron var wade var hem bileklerimi kessen kanım kırmızı-siyah-turuncu beyaz akar ucundan ateş çıkar". hoca lebron'un baba evine döndüğünü söyleyince bosh kendine yakışanı yapıp geri vitesi yapar. üzerine fiyatını yazıp pazarda yerini alır. belki gider belki miami'de kalır. aklını hep ginobili alır. fıkradan hisse: djibril cisse.
pazardan eve doğru giderken gregg popovich'e rastlar nasreddin hoca. bilen bilir popovich'le iyi anlaşırlar, birbirlerine saygıda kusur etmezler. zira ikisi de eski toprak. ayaküstü hoş bir sohbet ederken hoca seninde yaş biraz geçti deyince popovich daha bir kaç sene kontrol bende diyerek müjdeyi verir. yakışır der hoca. duncan'a selamlarını ileterek izin ister. eşeğine düz binerek evine doğru yola koyulur.
*cenk erdem beylere selamlar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)