basketbolu yeniden yaratırken murat biricik maskesiyle gülümseyen ismail şenol'a,
esprileriyle içimizi ısıtan, şişman kadını bizlere tanıtan murat özyer'e,
kenardan getirdiği powerade'ler ve diksiyonuyla modern türk sporcusunu temsil eden sinan can'a,
ve peşinde bir cemerman twiti gibi beklediğim birkaç velete aldanmadan buraya geldiğiniz için teşekkürler. gerçek basketbolla yine sizlerleyiz.
aslında kısa bir türkiye kupası izlenimi ve uşak maçı notları olacaktı ama biraz daha geniş semptomlu bir yazı fikri hasıl oldu.
öncelikle ilk beşiktaş maçıyla başlayan ve 3/3 galibiyetle kapattığımız türkiye kupası elemelerinde coach da dahil kimsenin takımı beğendiğini düşünmüyorum. özellikle işin hücum yönünde oldukça tembel ve savruk göründük. rakamlar da bunu hayli destekliyor. takımın 3 guardı ender arslan, carlos arroyo ve jamont gordon takımın attığı sayıların yaklaşık %55'ini karşılıyor. ( 39/73 ) takımın kendi pozisyonunu yaratıp skora giden oyuncular dışında hazırlanan pozisyonu bitiren şutörleri ise formsuz. ancak bu formsuzluğun içinde de sadece sakatlıklar ve adapte olmama sorunu değil top paylaşımı da hayli sıkıntılı işliyor. cenk akyol, henry domercant, zoran erceg çizginin gerisinden 7/27 ile üçlük atmış ki bunların 6'sı %50 isabet oranıyla cenk'e ait.
takımın henüz işin hücum kısmında rayları oturtamadığı çok açık ama bence yol konusunda da bazı sıkıntılar var. bunların en başında hem olumlu hemde olumsuz olarak görebileceğimiz bir mevzu var. bu da saha içi lider arroyo'nun ve ergin hocanın kendini iyi hisseden oyuncuyu bulması ve bu madeni sürekli olarak işlememiz. mesela hazırlık döneminde oynadığımız siena maçları ve türkiye kupasında bu çok ilgimi çekti. oyunun belli bir bölümde skoru belli bir oyuncunun üzerine yıkıp ona önlemler gelene kadar oradan nemalanmaya çalışıyoruz. ee haliyle bu da top paylaşımını biraz aksatıyor ve hücumda durağanlık hatta tembelliğe yol açabiliyor.
buradan hareketle biraz da uşak maçına bağlanmak istiyorum. uşak maçında ikili oyunlardan bulduğumuz sayıların toplamı 10. hatta daha da ileri götüreyim istatistiği bu 10 sayıyı skora yönelik ikili oyunlardan ve %80'lik bir isabet yüzdesiyle bulduk. uzun oyuncularını daha çok ve hayli çokça post-up oyunlarıyla beslemekte kullandık. oynadığımız tüm perde oyunları neredeyse jawai veya dudley'e post oyunu hazırlamak üzerineydi. burada da ilginç ve güzel istatistikler mevcut.
uşak maçında 18dk süre alan nathan jawai üzerinden tam 12 post-up oyunu oynamışız. bu oyunları ilk yarı -hücum yönüne göre soldan- 7 tane, ikinci yarı ise tam tersi şekilde -hücum yönüne göre sağdan- 5 tane oynamışız. bu 12 jawai hücumundan toplamda 7 sayı yani 3 basket çıkartabildik. 2 basket jawai, 1 üçlük ise cenk'ten bulduk. ancak pozisyonu bulma konusunda hiç sıkıntı yaşamadık orası da ayrı bir konu ki eli holman gibi kalıplı-güçlü bir uzun ve post oyunlarına karşı top içeriye indiğinde 2-1-2 alan savunması gibi yerleşen ve çabuk yardım getirebilen uşak savunmasına karşı.
maç boyunca furkan ve dudley'i de işin içine katınca 15 topta 11 sayı bulabilmişiz. pek yeterli görünmüyor haliyle.
jawai'nin cüssesi ve yetenekleriyle nasıl bir post oyuncusu olduğu aşikar hatta bizim takım yapımız da bunu destekleyen ve buna göre dizayn edilmiş bir kadro ancak ben jawai'nin sofoklis muamelesi yapılmasını ve sadece bu rolde kullanılmasına karşıyım. jawai'nin ikili oyun becerisi çok fazla gözardı ediliyor ki bu bizim için -arroyo'lu bir takım için- vazgeçilmez bir oyun olmalı. jawai'nin perde sonrası devrildiği noktaya ister tek pasla ister iki pasla olsun mutlaka topu geçirmeliyiz ki bunu yapacak hem oyun kurucularımız hemde 4 numaralarımız var ( dudley-erceg ) ben bu oyunun jawai'nin de fizik olarak daha iyi seviyeye geldikten sonra daha fazla kullanılacağını düşünüyorum. yada cümleyi şöyle bitirelim kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
işin hücum kısmında markoishvili ve domercant'ın eksikliğine hiç girmeden iki cümle de sinan ve göksenin hakkında edelim. sinan'ın bu takımda yeri olmadığı çok açık. umuyorum ki artık bu konuda goygoy yada haterlık yapmadığımı anlamışsınızdır. bu yetersiz. bunu ismail şenol bile üstü kapalı kabul ediyor artık akjsdalsdkasşd neyse sinan ve göksenin'in bu takımda rotasyonda lig için ortalama 10dk'sı mevcut. bunu değerlendirebilmeleri için özellike göksenin'den bahsediyorum yapması gereken şey boş kaldığında dış şutları tehdit olabilecek bir yüzdeyle bitirip bunun yanında iyi bir fastbreak bitiricisi olması. bu iki noktada katkı verirse ben inanıyorum ki onun bu ham savunması da bir işe yarayacaktır. sinan'a herhangi bir parantez açmaya bile gerek yok. umarım deko'nun duyumları doğrudur ve kendisini çok isteyen banvit'e gider.
gelelim savunmaya. burada bizim sezon öncesi öngördüğümüz "savunmada gerileme olacaktır" tezi biraz doğrulanıyor ancak hangi noktada sıkıntılıyız gelin buraya bakalım.
bizim savunmamızın en önemli gücü switchler ve çok kolay yardım getirebilecek saha içi yerleşimlerimizdi. bu iki noktada çok fazla değişime gitmememize rağmen savunma konusunda ciddi handikaplar barındırıyoruz. rakamsal olarak bakacak olursak;
uşak bize karşı kullandığı 56 topun 31'ini boyalı alanı rahatsız ederek kullandı. penetreler, ikili oyunlar ve post oyunlarının toplamından 18 basket ve 36 sayı çıkarttılar. ve yüzdesel olarak %58'e tekabül ediyor bu. savunma açısından bir nebze kabul edilebilir bir rakam yine de.
ancak bu istatistiğin oyuncu bazında değerlendirmesi var ki burası biraz karışık. rotasyondaki 4 oyuncumuzun tek tek savunma ve beraber savunma istatistiğini çıkarttığımızda;
erceg'in parkede olduğu anlarda uşak'ın boyalı alandan kullandığı hücumlarda yüzdesi %76
jawai'nin parkede olduğu anlarda uşak'ın boyalı alandan kullandığı hücumlarda yüzdesi %78
furkan'ın parkede olduğu anlarda uşak'ın boyalı alandan kullandığı hücumlarda yüzdesi %20
dudley'in parkede olduğu anlarda uşak'ın boyalı alandan kullandığı hücumlarda yüzdesi %42
daha sadeleşmiş ve rakamsal olarak verirsek;
erceg : 10/13
dudley : 10/22
furkan : 2/10
jawai : 11/14
parkede beraber bulundukları anlara göre ise;
erceg ve jawai pota altı rotasyonu varken uşak %80'le hücum etmiş. ( 4/5 )
dudley ve furkan pota altı rotasyonu varken ise %11'le ( 1/9 )
4 kısa ve erceg'li rotasyonumuzda ise uşak'ın boyalı alan yüzdesi %100 ( 3/3 )
buradan da görebildiğimiz gibi işin savunma kısmında takımın yenileri ve eskileri arasında büyük bir uçurum söz konusu. ki bu rakamlar ikili oyunları çok da bizim handikaplarımız üzerine oynayamayan bir takım tarafından genelde carter'ın penetreleri, orhan ve holman'ın post oyunlarıyla üretildi.
arka alan savunmasına gelecek olursak da burada da asıl problem kolay geçilebilen guardlar ( arroyo - ender ), oyununa sınıf atlatsa bile savunmasına güven konusunda yıldırım demirören sevimliliğe bürünen cenk akyol, fiziksel handikapları olan domercant ve eller kollar havaya superman'in uçuş dublörü sinan can güler'e sahibiz. savunmanın diğer hatları ise göksenin, jamont ve marko. göksenin'i özellikle buraya yazdım ki ergin hoca böyle düşünüyor diye. çok hareketli hatta çok hararetli bir savunmacı ama halen hangi oyuncuyu nasıl savunacağını bilmiyor. tam saha baskı ve top aldırmamaya çalışarak iyi savunmacı olunmaz. neyse asıl konumuza gelecek olursak ilk defa göksenin'in tam dişine göre bir oyuncu görünce göksenin'in de iyi savunma yaptığı bir maça şahitlik ettik. warren gibi ikili oyunları en azından perde kullanımı açısından pek iyi kullanamayan ve kendi pozisyonunu gözeten bir oyuncu karşısında göksenin çok iyi bir sınav verdi.
teşekkürler.