14 Eylül 2013 Cumartesi

tübad notları #1



anadolu efes 

anadolu efes için bir şeyler karalarken bu takımın olması gerektiği şeyin zoran planinic takımı olduğunu belirtmiştik. bunun da parkeye yansımasını bugün gördük. zoran maç boyunca 3 sayı - 3 rb - 5 as - 4 top kaybı gibi pek iç açıcı istatistiklerle oynamamasına rağmen takımın direksiyonunu ele almış göründü. sorun ise ne takımın onu ne de onun tam olarak takımı henüz tanıyamamış olması.

anadolu efes hücumda daha çok forvetler üzerinden skor üretmeye çalıştı. 5 numaraları genelde boyalı bölgede tutup 2 ve 3 numaralara pozisyon hazırlamaya çalıştılar. özellikle ilk yarı mahmuti takımlarında görmeye alıştığımız tepe p&r'leri hemen hemen hiç kullanılmadı. zaten portföyünde sırtı dönük oyun olmayan uzunlara sahip oldukları için 5 numaralara bu tip hücumlar da hazırlayamadıkları düşünülünce çok fazla dış adam odaklı bir takım izlenimi verdiler.



fakat bunun diğer yansıması özellikle zoran hazır duruma geldikçe bu daha da iyi anlaşılacak baraç ve semih'i en doğru şekilde kullanma opsiyonunu da yakalamalarına yol açabilecek bir tercih de olabilir. tepe p&r'lerini çok fazla oyunun temel dinamiği haline getirdiklerinde buradan verim almaları oyuncu özellikleri açısından çok mümkün olmuyor. ( semih'in potaya uzak topu aldığında top kaybı ihtimalinin hayli yüksek olması ve baraç'ın devrilme sorunu nedeniyle ) bunun yerine uzunları daha fazla boyalı alanda tutup zoran'ın onları potaya yakın ikililer ve yardım savunması sonrası rahat atışlar için beslemesini bekleyebilirler. tabii bunun verimi de tartışılır. yine de uzunları sadece yüksekte pick oynayıp devrilmelerini beklemekten daha iyi bir seçim gibi duruyor bu ikili özelinde. kerem ve semih geldiğinde daha rahat yorum yapabiliriz.

efes'in bugün oynadığı oyunda göze çarpan diğer bir hadise ise oyunun hızı ve temposu. hücumda özellikle set hücumlarında kısa oyuncuların hatta uzunları da buna ekleyebiliriz hareketli olduklarında çok fazla rahat atış imkanı bulduklarını gördük. bunun en büyük nedeni topa sahip olan oyuncularının çok iyi pasör özelliklere sahip olması. zoran, jamon, kostas ve dusko bu pasları görebilen ve cesurca deneyebilen oyuncular. bu onlar adına önemli bir artı. ancak bunun için topsuz oyuncuların sürekli hareket halinde olmaları, sık yer değiştirmeleri, cut etmeleri şart. 

bugün özelinde gördüğümüz ama sezon içinde de özellikle euroleague'de muhtemelen gerçekleşecek senaryo pg rotasyonunda yaşandı. zoran oyuna başladıktan sonra yaklaşık 8dk oyunda kaldı daha sonra jamon onun yerine direksiyona geçti. zoran 4dk dinlendikten sonra bu defa 4 dk'da beraber çift guard oynadılar. bu efes'in oyun kurucu rotasyonu için çizdiğimiz yolu biraz doğruluyor. ancak lig için sorun hala çok büyük.



- efes'in bu hücum düzeninde yani kısa oyuncuların sürekli screen kullanarak oynadığı düzende 5 numaraların perdeleme ve hızlı hareket etme konusunda nasıl bir performans vereceği en büyük soru işaretlerinden biri.

- oyunun durağanlaşması halen oyun için en büyük sorun. top çok fazla hareketsiz bir şekilde oyuncularda kalıyor ve hücum temposu düşüyor hatta bitiyor. 

- scotty hopson atletizmi ve penetreleriyle bir şeyler göstermeye çalıştı ama henüz rolünü benimsemiş görünmedi. 

- deniz kılıçlı 5 numara oynadı ve oranın adamı olmadığını çok açık. en fazla 4 numarada kerem'in rolünü paylaşır kerem 5 numaraya geçtikçe.

- son olarak kendine güvenmekle artık "olduğunu" sanmak başka şeyler. okben'in yüzündeki ifade ben artık oldum ifadesi onun en büyük düşmanı. umarım en yakın zamanda bunun farkına varır.






7 Eylül 2013 Cumartesi

anadolu efes ve yeni sezon

arca'nın neden hocam neden sorusunun jordan farmar versiyonuyla bir koca sezonu geçirdik anadolu efes'le. "farmar'a dahi o özgürlüğü vermeyeceksen oynamayalım bu topu be hocam?"


aslında anadolu efes bu sezona daha doğrusu transfer marketine çok doğru ve akıllıca girdi. farmar ve sasha vujacic'in kontratlarından çıkıp kerem tunçeri, ermal kuqo, sinan az güler gibi dolgun maaşlı ama az iş gören elemanların üstünü çizerek bütçe kısıntılı sezona doğru hamle yapma şansı bıraktılar. ellerinde kalan jamon-dusko-kg-semih parçalarını kullanabilecekleri ve daha mahmuti takımı hüviyetine dönecekleri hamle avantajıyla 10 temmuzu gördüler.

fakat bu oyunda çekmek zorunda kaldıkları iki kart onlara sanılandan da büyük sıkıntı yaşattı ( yaşatacak ) ilki bir türlü kurtulamadıkları stanko baraç. diğeri ise back-up guard sorununa çözüm olacak tutku açık. tutku'yla sözleşme yapılmasına rağmen sanıyorum sağlık nedeniyle yaşanan sıkıntılar sonrası tutku ile anlaşmalı olarak yollar ayrıldı. yetmedi tutku'ya güvenip çok fazla üstüne düşmedikleri ve bütçe kesintisinin de etkisiyle yarışa girilmeyen kenan sipahi'nin elden kaçmasıyla pg pozisyonunda sadece doğuş seçeneğine kaldılar. neyse bunları geçelim ve anadolu efes kadrosuna yollanalım.

zoran planinic - doğuş balbay
jamon gordon - scotty hopson - cedi osman
kostas vasiliaedis - birkan batuk
dusko savanovic - kerem gönlüm - deniz kılıçlı
semih erden - stanko baraç

oktay mahmuti'nin transfer politikasının bize anlatmaya çalıştığı ilk şey artık iki oyun kurucunun beraber oynayacağı bir sistemden çok daha değişken ve daha fazla zoran'ın üzerine inşa edilecek bir takım hüviyeti göze çarpıyor.

burada oktay hoca'nın süreleri dağıtma prensibi biraz esneyecek. geçen sene sadece 2 oyuncunun çıktığı +25 dakikalara bu sene 4 oyuncunun çıkması muhtemel. örneğin şu rotasyonda zoran'ın dakikalarının 30'un altına düşmesi pek mümkün görünmüyor. ki onu yedekleyecek jamon'un 2 numarada ciddi süreler alacağı ve diğer back-up pg'nin de doğuş olduğunu düşünürsek buna mecburlar.




zoran planinic'li oyun ise geçtiğimiz yılın efes'ine göre daha fazla potaya yakın pick and roll'lerin oynandığı ve 2-3 rotasyonunda daha fazla şutör oyuncuya ihtiyaç duyulacak bir düzen gerektiriyor. elinizde zoran planinic varsa çok fazla topa 2 guardla hükmetmeniz gerekmiyor. bunun için guardlardan birinden vazgeçip hopson gibi kendi pozisyonunu da yaratabilen bir oyuncuya gitmeniz makul bir hamle olarak gözüküyor.

peki jamon gordon'un durumu ne olacak? jamon gordon herhangi bir euroleague takımını 1 numarada taşıyabilecek bir oyuncu değil. onun handikapları var ve 1 numara oynamak için çok iyi yapması gereken birçok şeyi ortalama seviyede yapabiliyor. bu yüzden onun handikaplarını yanında o yükü beraber taşıyacağı bir oyuncuyla daha başarılı oluyor. saha içinde her şeyden yapması yine onu vazgeçilmez kılar ancak geçtiğimiz 2 yıldaki jamon gordon rolünden sıyrılıp başka bir jamon izleyeceğizdir takım içi rolü açısından.

1 numara oynarken oyunu yönlendirecek, 2 numara oynarken en iyi yaptığı şeyler olan post-up ve penetresini kesip şut kullanacak bir jamon. artık her şeyden biraz değil portföyünden en nadide parçalardan en iyiyi yapması gerekecek.

guard rotasyonunu 3. elemanı ise doğuş balbay. topu getirmek dışında çok fazla set offence'in parçası olması zor. ancak topsuz cut'ları ve atletizmiyle uzundan kısaya oynanacak ikili oyun sonlarında başarılı olabilir. bu saatten sonra o şuta kimsenin tahammülü olacağını sanmam.

artık daha eski düzende, pozisyonların çok keskin olmasa da birbirinden belli ölçülerde ayrıldığı bir efes'e doğru gidiyoruz. ancak pg back-up'larının şut özürlü olduğu, zoran'ın ise zorda kalmadıkça dış şuta meyletmediği bir rotasyonda 2-3 numara şutörlerinin nasıl kullanılacağı en büyük soru işareti. çünkü geçen sene sasha vujacic'i bile screen'lerden çıkartırken sorun yaşayan bir efes uzun rotasyonundan bahsediyoruz ve o rotasyon aynı şekilde devam ediyor. zaten efes kısalarından da screen oyunlarını hakkıyla uygulayabilecek tek kısa kostas. hopson ve kostas hareketli şut kullanabiliyorlar. yine kostas, cedi ve birkan ise spot-up şut sokmak konusunda sıkıntı yaşamazlar. 

buradan hareketle efes'in kısa şutörleri nasıl kullanması gerektiği de ortaya çıkıyor aslında. tabii zoran planinic tercihi de. zoran her ne kadar uzmanlığını tempo konusunda yapmış olsa da bir arroyo kadar ince olmasa da o yön değiştirme ve ikili oyun sonrası sahanın her noktasına muktedir olma konusunda gayet cesur bir oyuncu. yaptığı top kayıplarının büyük bir çoğunluğu o noktalara topu aktarmaktan kaynaklansa da bundan vazgeçmiyor. son iki yılda basamak atlattığı oyunculara bakarsak da kresimir loncar, paul davis ve fridzon hep onlara en kolay ve en uygun pozisyonda topla buluştukları için bu aşamayı katettiklerini düşünüyorum.

fakat o khimki kadrolarının başarı kıstasları olan m.gelabale, k.langford ve kc rivers'la devam eden skorer yaratıcı kısa oyuncu tercihi de gözden kaçmamalı. topu sadece zoran'a emanet ettiğinizde bu tip bir oyuncuya ihtiyaç duymanız olası. yani scotty hopson.



hopson ligde belki ilk aşamada 6.yabancı olarak düşünülüyor ama efes kadrosunda denklemlerin dışında kalan ve standart sapması en yüksek iki oyuncudan biri. iyi çıkarsa fark yaratırlar diğer türlü ise hem kendileri hemde efes çok sıkıntı çeker. geçen sene israil liginde maç başı 15 top kullanan, açık alanda atletizmiyle fark yaratan, set offence'lerde top direkt eline verilen ve düzenli yapılarda ne vereceği büyük soru işareti olan bir isim. topla ilişkisi belli bir seviyenin üstünde bunu kabul etmek lazım ancak asiste yönelik bir oyun tarzı yok.





vasiliadis'i ise hepimiz yakinen tanıyor olsa gerek. 2 sene önce kendisini euroleague yılın çıkış yapan takımına almıştım. müthiş bir oyun görüşü var. oyunu gerçekten okuyor. topa sahip olmasına gerek yok. kendisine ne zaman ihtiyaç duyulduğunu ve duyulabileceğini çok iyi biliyor. yani sasha'dan kostas'a geçiş mahmuti için ıstakoz bacağı yemeye çalışmaktan adam gibi balık menüsüne geçmeye benziyor. ne yiyeceğini biliyorsun. 3 gram ıstakoz yiyeceksin diye onca zahmete girmeye gerek yok. her türlü şut pozisyonunda sana katkı verecek, duracağı yeri bilen ve oyunu okuyan bir adama milyon dolar vermeden sahip oluyorsun.

2-3 rotasyonunda mahmuti'nin geçen sene bench ısıtıcı olarak kullandığı milli yıldız! birkan batuk ve jenerasyonun avrupa şampiyonluğuna ulaştığı şampiyonada kendisini hiç gösteremeyen ama o takımın kenan'la birlikte üst yapı için en hazır ismi olan cedi osman var ellerinde. cedi potansiyeli ile çok şeyler vaadediyor ancak ondan daha önemlisi artık ona ihtiyaç var. bu iki oyuncunun ligde minimum 15-20dk süre alacağını unutmamak lazım. tabii son dakikada keith simmons hamlesi gelmezse.

anadolu efes'in geçen seneye göre üstüne koyması gereken yönü uzun rotasyonuydu. çünkü kısalardan bir şekilde doğru katkıyı alabiliyorlardı uzunlar ise oldukça istikrarsız bir yapıdaydı. bunun için olması gereken ilk şey belki de baraç'ın değişmesiydi. baraç yerine muntazam bir p&r bitiricisi, atletik bir uzun düşünülebilirdi. hines, dunston gibi isimler bu yüzden gündeme geldi ama baraç'ın gönderilmesi halinde oluşacak maddi külfet ve üstüne düşük profilli, riskli bir oyuncu almaktansa ( bütçe sıkıntısı sebebiyle ) baraç'ın kalmasına ikna olmuşlar. tabii burada zoran planinic faktörünü de es geçmemek lazım.




hopson üzerine konuşurken söylediğim efes'in kaderine etki edecek 2. performans da stanko baraç'dı. onun gibi uzun boyuna ve yumuşak bileklere sahip ancak fiziksel temastan kaçınan, birebirleri rakip için çok da tehlike yaratmayan bir oyuncu için tek çözüm yolu zoran planinic olsa gerek. zaten zoran'la da olmazsa bir sonraki durağı 300k dolarlık kontratla zagreb sokakları olacak. ama ben umutluyum açıkçası en azından skor yönünden son 2 yıl ondan alınmaya çalışılan verim bu sene gerçekleşecek.

uzun rotasyonunda 5 numarada çok fazla bireysel olarak güven veren bir rotasyona sahip olmadıkları açık. 4 numarada halen euroleague düzeyinde kalbur üstü bir pozisyondalar. kerem gönlüm ve dusko savanovic üzerinden 5 numaradan sağlayamadıkları genişliğe sahipler. dusko gibi skorer, kerem gibi yırtıcı uzun forvetleri var. pozisyon değişkenliği sağlayabilecek kerem gönlüm ve deniz kılıçlı ise oyun planına göre 5 numaraya kayabilirler.

NASIL BİR OYUN BİZİ BEKLİYOR?

anadolu efes'in geçtiğimiz sezon oyun içi en büyük sıkıntısı set offence'lerinin geç başlaması ve durağan ilerlemesiydi. 1 numara topu getirdikten sonra tepeye uzun forvetin oyunu yönlendirmesi gerekiyordu. burada takımın 1-2 ve 3 numaralarının screenlerden çıkıp topu alması nedense sorunlu oluyordu. jamon'un bu konuda eksikliği aşikar ancak farmar, sasha bile bu konuda sıkıntı çekiyordu. ve top uzun forvetin elinde çok fazla kalıyordu ve bu sistemi tıkıyordu.

bu sadece şimdi aklıma gelen spesifik bir örnek ama soruna dair de önemli bir done bence. efes için en büyük 2 problem yine buradan ortaya çıkacaktır.

1) hücumda durağanlaşmak
2) uzunların perde oyunlarında ( özellikle kısalara pozisyon hazırlamaya yönelik perdelerde ) sağlam duramaması.

burada hücumda durağanlaşmak ve topun paylaşılması konusunda bir nebze oyunu zoran'lı bir patch'le düşünmek mantıklı olacaktır. topun çok iyi paylaşılıyor olması iyi bir şey ancak artık topa hükmedecek oyuncu sayınız az ise bunu biraz gözardı edebilirsiniz. üstüne topu içeriye indirdikten sonra dışarı tekrar alabilecek ve iç-dış paslarla oyunu açacak bir takım değil anadolu efes. uzunlarınız pasör değil, çok zeki oyuncular değil vs.

bu yüzden ben artık oktay hocanın da çok fazla topu pas kanallarıyla taşıyalım derdinde olacağını düşünmüyorum. oyunun büyük bölümünde zoran'a güvenmesi olası.

ROTASYON

ergin ataman geçen seneki galatasaray karosunu kurarken hatta daha sonra arroyo takviyesini de yaparken başka bir gerçeklik üzerinden gidiyordu. aldığı oyuncular jamont gordon, david hawkins, milan macvan, carlos arroyo gibi oyuncular sahada kalarak performanslarının üzerine koyan oyuncular. belli sürelerde oyundan koparlar, çoğu zaman vites artırmayı beklerler, kendilerini saklarlar. ancak onlar parkede kaldıkça ortaya başka bir şey koyabileceklerini bilirsiniz. o yüzden diyorum carlos arroyo 18-20dk'lık bir oyuncu değil ona sahipseniz onu 28-30dk oynatmanız lazım.

gelelim buradan anadolu efes'e geçen sene efes'te işler kötü giderken geniş rotasyonun yararları gibi zararlarının da olduğunu ve bu kadronun homojen bir yapıya ulaşması için mutlak suretle max 9-10 kişilik bir rotasyonla oynaması gerektiğini savunmuştum. çünkü o kadroda iyi oynayan ve birbirini tamamlayan bir 5 bir türlü sağlanamıyordu. ve üstüne farmar, vujacic gibi sorumluluk isteyen oyuncular mutlu edilemiyordu.

bu seneki anadolu efes ise farklı. çünkü ellerindeki oyuncular ( zoran planinic'in süreleri mecburiyetten de olsa 30dk civarlarına çıkacağı için onu çemberin dışında tutuyorum ) jamon, kostas, kerem başta olmak üzere oyuna tamamen konsantre ve sürelerden bağımsız ve istikrarlı bir getirisi olan oyuncular. ki zaten kadro olarak nicelik sorunu yaşadıkları da düşünülürse bu konuda bu konuda bu sezon için bir prensip belirlemek zor.

SAVUNMA

anadolu efes'in yine, yeniden en güçlü olması gereken yer ve en büyük kozu savunma. euroelague'in en çok top çalan takımı olan efes bu sezon yine topa baskı yapan, kovalayan, hücumda olabildiğince frene basıp top kayıplarını minimize edip rakibe kolay sayı imkanı vermemeyi yeğleyen bir takım olacaktır.

savunma konusunda yaşayacakları handikaplara gelirsek. efes'in uzun odaklı savunma sorunlarından ne önemlisi pick and roll savunması olacaktır. semih'in oyun bilgisi, baraç'ın fiziksel özellikleri düşünülünce yine switch tercihi gelmeyecektir. üstüne bu ikilinin kötü show-up yaptıkları da eklenince pick and roll'leri bozma konusunda hayli sıkıntı yaşayacaklardır.

BEKLENTİ

anadolu efes'in geçen yıla göre bu sene daha underdog etiketli bir takım olmasını bekleyebiliriz. geçen seneki gibi ligin en iyi 3 kadrosundan biri değil artık efes. 3. en iyi kadro. ancak bu başarı için belirleyici bir veri değil tabii ki. zoran-jamon-kostas-dusko-gönlüm gibi çok özel isimlere ve kademe atlamaya hevesli bundan 10 sene önceki efes pilsen transferlerini andıran hopson'a, cedi osman'a ve takımının handikaplarını en iyi saklama maharetine sahip coachlardan biri oktay mahmuti'ye sahipler. az ego, çok çalışmak. pota altı standart işlesin, baraç 1. pivot olabilecek performansa ulaşsın, gönlüm 7-8dk 5 numara oynasın. gerisi kolay gelecektir. euroleague'de yine 8 yapabilirler.