13 Temmuz 2012 Cuma

300-500 bekçiler

şimdi sıra geldi fatih solak'ı yedekleyecek pivota. elimizde henüz dikembe mutombo olmadığı için fatih solak'ın rotasyonu garanti bakalım yabancılardan nasıl verim alacağız. işte sezonun 300-500'lük son bölümü.

ivan radenovic



değişen ve gelişen basketbolda diye başlayıp kendisini 5 numara oynatacağımız sistemimizi tanıtmayacağız tabii ki. bütçenin aslan payını eski eurocup mvp'sine baysak fena da olmaz diye düşündük. paramız yeter mi yetmez mi orası muamma. ama kendisini alırsak hedeflere daha hızlı ulaşırız.

evet yine basketbol duayenleri hıncal ve ünal özüak efendilerimizi dinlemeyip basketbolu yeniden yaratma gafletine düşmenin eşiğindeyiz. allah korusun :(

radenovic cska ve sevilla macerasından sonra biraz gözden düştü. geçen yılı ukrayna'da donetsk'te geçirdi. yüzü dönük oyunları, hızlı ayakları, tertemiz şutuyla bize katkı sağlamasını bekleyeceğiz. potayı her daim rahatsız edebilecek bir pivot hücum için çok gerekli.

vladimir stimac



geçen yılın göze batmasa da tbl'de en iyi pivotu stimac'dı. stejonevic'i gönderdiklerinde biraz daha azala bütçeyle alınabilecek en iyi pivotu buldular ve gerekli verimi aldılar. 15 sayı, 10 ribaund.

sırtı dönük hücumları, ribaund etkinliği kalıplı uzun arayanlar için tam adresi. onu besleyecek iyi bir guard stimac'ı eurocup'da gümüş kadroya sokar.

aj ogilvy



beşiktaş onu 30bin dolar denkleştiremeyip yolladığında çok ağlarlar demiştim ama ağlamadılar ne yazık ki :( olsun belki ileride karşılarına çıkar da ağlatır.

tam oktay mahmuti pivotu. ayakları hızlı, iyi devrilen, hatta kadifemsi bilekleriyle iyi orta mesafe sokan, yüzü dönük oyun oynayabilen gayet uygun bir mobil uzun.

valencia'da aldığı süreleri özellikle eurocup'da müthiş değerlendirdi. 15 dk da 9,5 sayı ortalaması efsane. ama ne yazık ki ligde fazla oynayamaması onun sene sonunda ipini çekti. kendisi fa ve taliplerini bekliyor.

brian qvale



burak bıyıktay'ın hakkını teslim etmemiz gereken konu aslında bu çaylak uzunlar. aj ogilvy'de olduğu gibi brian qvale'de de kimilerine göre vasat olsa da ondaki cevheri bir ben mi gördüm durumuna düşmüyorum en azından. bıyıktay beğenmişse iyidir.

üzerine yatırım yapılabilecek bir uzun. birçok şeyi yarım yapıyor olmasından birçok şeyi yapabilitesi olduğu anlamını çıkarırsak gelecekte ülkemize tekrardan biraz daha kabarık bir kontratla gelmesi kaçınılmaz.

iyi bir blokçu, ortayı kapatabilecek meziyetleri var. savunma açısında gayet iyi bir veri. fiziksel olarak pek o izlenimi vermese de p&r oyunları oynayabilir, sırtı dönük hücumu da var. eee.

hilton armstrong



ustalarımızı dinleyip yola geldik :( ne kadar geçen sene ortası galatasaray'a gelmemesi için böğürdüysek de d'or fischer'ın vasatını arayanlar için bulunmaz nimet.

topu havaya at potaya vursun, gelene geçene blok vursun, havuza düşenler hariç ne kadar ribaund varsa toplasın. yeter allah bereket versin diyenler'e hilton armstrong.

geçen seneyi 11 sayı, 6.5 ribaund ortalamalarıyla geçen nba apoletli pivota hala tbl'den talip yoksa bir sonraki adımda daha iyisini yazacağız.

akin akingbala



hilton'un üst modeli daha iyisi. kesemizi aşar mı aşmaz mı pek bilemiyorum ama nancy'de batum'la beraber az kalsın euroleague'in kaderini değiştiriyorlardı. belki de caja'yı devre dışı bırakarak değiştirmişlerdir.

ikili oyunları iyi oynayabiliyor. hücumda genel olarak atletizmi üzerinden ekmek yiyor. savunmada hem p&r oynayan takımlara karşı hemde kalın pivotların silahlarına karşı cevabı mevcut.

vitor faverani



yine valencia yine uzun. brezilyalı pivotu oralardan koparmak pek olanaklı görünmüyor ama fakirin umudu misali yazalım kendisine.

ideal pivot. efes'in batista'ya, radu'ya baydığı paralara yedek pivot olarak bulunabilecek herhangi bir uzundan biri. show-up'ları etkili, sırtı dönük oyun açısından fundamental'ı güçlü, iyi yer tutuyor, şutu da var. yani anlayacağınız acb'de yeri sağlam.

elton brown



madem hala oyuncu bulamadık. yine, yeniden mvp elton brown. kur takımı en kötü onu getirtiriz.

kalçasını çıkardığı zaman kambala'yı bile 2 metre öte yana ittirtebilen gücü, lance williams'tan arakladığı çok belli olan sarmaları, tüm ribaundların eline düşmesi onun artıları.

ikili oyun falan oynayamaz, şutu da yok gibidir, savunmada yorulmamaya özen gösterir.

bu kadar...

300-500 karışık kuru pasta #4

şampiyonluk gününden bir anı. geleceğe dönüş :(


delici point guard, istediği maç 30 atacak şutör guard, uzun kollu - pis işlerin adamı atletik kısa forvetten sonra geldik kalan 2 kontenjana. 4 milyon dolarlık bütçemizin boşluklarına sığınarak eurocup'da final four oynamanın zorluklarını test etmeye devam ediyoruz. türk rotasyonu için yarını bekleyip bugün 5 kişilik yabancı kadromuzu kuracağız inşallah. tırabıl'ın gm, leventdem'in başkanın adamı, deko'nun da tribün lideri olduğu bu takımın başarılı olmama ihtimali de yok zaten.

ilk olarak 4 numara işini çözeceğiz. gm'miz tırabıl bey inatla atletik staff ise şutör birilerini istiyor. bakalım sonuç nasıl olacak.

marcus goree



yaşlıydı, kaşardı deyip es geçmeyin. işimizi garantiye alıp rahat rahat 4 numaradan sezon boyunca 12 sayı, 5 ribaund'a fit olacaksak, oradan ezilmemek, rakibin yapısına göre orayı tecavüz arenasına dönüştürmek istiyorsak fazla düşünmeye gerek yok. şut sokar, p&r - p&p oynar, dışarıdan da sokar, sırtı dönük de oynar, potaya yüklenirken gücünü hissettirir, ribaund alır, ezilmez.

brad buckman



garantici oyuna devam. tırabıl'ın sadece dışarıdan atıcı olmasın isteğini göz önüne alıyor, atletik olsun uçanı kaçanı vursun kelamını ise bu seferlik göz ardı ediyoruz.

kalıbına göre bazen yumuşak hissiyatı veriyor, savunması çoğu zaman üst düzey için sıkıntı olabilir özellikle hızlı ayakları olan uzunlar için ama ayakları biraz hızlı olsa barça erazem lorbek için spurs camiasını karşısına almak zorunda kalmazdı.

nereden şut atacağı konusunda gayet özgür. her yerden sokuyor zaten. ribaund hissiyatı ve parmak hassasiyeti onu tam bir beyaz uzun yapıyor. potaya yakın - uzak farketmez elinizde buckman varsa sayı nema problema.

son 3 yıldır ligimizde özellikle kandemir sonrası antalya'da yine bir galatasaray maçında ağzımıza ....... neyse canı sağolsun. ligin en yüzdeli şut sokan adamlarının başında ve gördüğüm kadarıyla hakkı olan yere bu sene ulaşacak.

andre smith



derin bir ah çekmek gerek. hakan demir karşıyaka'dan onu gönderdiğin de mahmuti playoff öncesi rancik'in de sakatlanmasını bahane edip onu getirmiş olsaydı 4-2 kaybettiğimiz final serisini 4-2 kazanmış olacaktır.

büyük underrated topçulardan biri aslına andre smith. geçen yıl beşiktaş'a gelme durumları olduğunda da söylemiştim bu ligde chuck davis'ten sonra en iyi 4 numara oydu. ksk onu göndererek büyük gaflete düştü ama büyük takımlar onu almayıp en büyük günahı işledi.

geçen yıl pepsi caserta'da her şeyi yaptı. sayı attı, ribaund aldı, top çaldı, takımı sürükledi. legabasket'in sayı kralı oldu.

üzerine setler oynanacak, post-up'ı, orta mesafesi üzerine takım planı hazırlanacak bir oyuncu. şimdi rusya'ya gidiyormuş büyük ihtimalle yaşı da fena sayılmaz 85'li seneye oradan da bir sıçrama yapar. biz yanmaya devam ederiz.

josip sobin



ilginç bir oyuncu, tam bir canavar. kerem gönlüm'ü kral olarak gören benim gibiler için hayranlık uyandıracak bir oyuncu. ekmeğini taştan değil kralın tacından çıkartır.

fundamental eksikliği ve dış şut özürlü olması onun gelecekte euroleague'in en iyilerinden biri olmasını engelleyebilir ama azmi, çalışkanlığı ve her iki pota altındaki konumu ve duruşu bir gün büyük kontratları onun önüne sunacaktır.

hücum anlamında şutu olmasa da özellikle potaya yakın yerlerde çok iyi bir bitirici. geçen sene kk split'te 15 sayı ortalama ile oynarken yüzdesi %70 civarıydı. bu muazzam bir rakam. çabukluğu, atletik olması rakiplerinin onu savunurken temassız durdurmalarını zorlaştırıyor. bu konuda serbest atışlarını da geliştirirse kendisine büyük artı sağlar. nikola vujcic gibi büyük bir reisin yanında umarım bir şeyler kapmıştır. değerini bilsin.

leo mainoldi



fuenlabrada’yı yakından takip ettiğim için leo’yu da çok izledim. bir takımı sürekleyecek bir oyuncu değil ama uygun bir ortamda çok faydalı olacak bir oyuncu. hani bazı oyuncular vardır ya, sahada ne vereceğini bilirsiniz, leo’da o tarz bir oyuncu. çok üst seviyeye çıkmaz ama çok dipleride görmez. dış şutu var. hatta bir uzuna göre çok iyi sayılabilecek %40’lık bir kariyer üçlük yüzdesi var. en büyük eksiği biraz boyu kısa(2.02) ve pota altında pek agresif değil. dışa kaçmayı daha çok seviyor. arjantin milli takımının geniş havuzunda da yer alıyor.

kaloyan ivanov



aslında bu fiyat aralığına uygun mu pek emin değilim. özellikle geçen sene çok yararlı oynadı. sezonu 12s - 8r ve 18 ranking ile tamamladı. çok çabuk ayaklara sahip. yer tutmayı çok iyi biliyor ve bu sayede çok rahat ribaund çekiyor. geçen sene acb liginde ranking sıralamasında sezonu 2.bitirdi. hücumda özel bir oyuncu sayılmaz ama hem çabuk ayakları hem ofansif ribaunları kovalaması hem de iyi faul aldırmayı bilmesi yeterli skoru üretmesine yetiyor. o da üçlük kullanan uzunlardan. takımı ateşleyen oyunculardan. ikiz kardeşine nazaran çok sağlam adımlarla ilerliyor kariyeri. bulgar milli takımınında sürekli oyuncusu.

stephane lasme



lasme zaten tanınmış bir oyuncu. nba kariyerine sahip, maccabi forması giymiş bir isim ama son yıllarda çaptan düşmüştü. geçen sezonki obradoiro macerası yeniden ismini duyurmaya yardımcı oldu. takımı ligde tutan en önemli oyuncuydu. artık büyük takımlara kapağı atamaz gibi ama orta sıra takımlar için bence gayet tatminkar bir oyuncu.

christopher copeland



kendisi için direkt daha önceki yazımdan copy-paste yapacağım. ama kendisi için sadece şunu söyleyebilirim başkanım bu adamı alın!

"1984 doğumlu belçika'nın aalstar takımında oynayan forvet.

geçen yılı hem belçika liginde hem de eurochallenge'da müthiş istatistiklerle kapatan skorer oyuncunun sezon genelinde 3 sayı yüzdesi %42, 2lik atışlardaki yüzdesi ise %58.

21 sayı ortalamayla oynayan oyuncunun avrupanın 3. kupasında 4 ribaund ve 3.6 asist ortalamaları mevcut.

gerek 3 numara gerekse de 4 numaralı pozisyonlarda oynayabilen oyuncu ince ve hızlı ayaklarının 3 numara için getirdiği avantajları kullanırken 4 numara için nispeten undersized kalan boy ve yere basma dezavantajını ise iyi yer tutarak ve hızıyla minimize ediyor. çok iyi bir şut ritmine sahip oyuncu içeriden oynadığında orta mesafe şutları ve post-up'ta hızlı ayak hareketlerini kullanarak skor buluyor.

yüzdesel olarak muazzam sayılabilecek dış şutunu da hücum etkinliklerine ekleyince ciddi anlamda durdurulması güç bir hücum silahı haline geliyor.

zaafları konusunda ise 28 yaşına gelmiş ve en önemli deneyimi eurochallenge kupası olan bir oyuncudan bahsettiğimizi unutmayalım. savunma konusunda çok akıllı bir oyuncu olduğunu kıt gözlemlerle söylemek güç. ondan daha çok sadece skor üretmesini bekleyecek takımlarda iş yapması muhtemel ve bu bağlamda düşünülünce gayet yeterli bir oyuncu."

onur konuğu: robbie hummel



draftlarda seçildiği için buralara gelmesi en azından şimdilik zora girdi. ama peşini bırakmak yok. yaşadığı geri dönülmesi imkansız 2 diz sakatlığına rağmen hala basketbol oynayabilmesi bile mucize olan bu adamın avrupa'da neler yapabileceğini düşünmesi bile güzel.

"purdue'nin son sınıf uzun forveti. bu adamı ayrıcalıklı kılan bir şeyler var. müthiş şutör, müthiş lider ve skorer. ncaa kariyerinde 16.4 sayı, 7.2 ribaund, 1.9 asist, 1.2 blok ortalaması var. takımının yıldızı olması itibariyle baskı altında iyi reaksiyon göstermesi ve kritik şutları korkusuzca göndermesi büyük artı. bu sene march madness'da kansas'a kaybettikleri maçta son saniye gönderdiği üçlük girse oraya kadar getirdiği maçı da kazanabileceklerdi.

her zaman maçın içinde olan, sorumluluk alan dış şutunun yanı sıra hem yüksek postta hem de alçak postta sayı çıkartabilen bir oyuncu. ribaund sezgisi ve doğru yerde durarak pozisyonuna göre çok ciddi ribaundcu. bu açılardan kendisinin nba basketbolundan ziyade avrupa basketboluna daha yatkın olduğunu düşünüyorum. oyun olarak kendisini dusko savanovic'in valencia'daki haliyle ve mirza teletovic'in caja laboral'deki haliyle bir çorba yapabiliriz.

böylesine müthiş bir yetenek olmasına rağmen draft edilip edilmeyeceği net değil. nedeni geçen sene yaşadığı sakatlıklar. 2 defa ön çaprak yan bağları yırtılan bir oyuncuyu seçmek kolay olmasa gerek. eğer ola ki draft edilmezse bu adam umarım avrupaya gelip ncaa kariyeri boyunca yapamadıklarını kazanamadıklarını burada gerçekleştirir."



stephane lasme, kolyan ivanov ve leo mainoldi analizleri için nowitzki40 yani bülent kayacan'a çok teşekkürler. kendisi kolyan ivanov'a dikkat diyor, duyurulur (:

11 Temmuz 2012 Çarşamba

BURALARA UĞRAMALILARDI


Adamımız Nijerya asıllı Ademola Okulaja, Türk Mithat Demirel, Polonyalı Nowitzki, Yugoslav Marko Pesic gibi isimlerle birlikte Alman Milli Takımı'nın en önemli oyuncularından biriydi. Adının güzelliği bir tarafa, zamanında hoplayan zıplayan smaç basan avrupalı eksikliğini kökeninin getirdiği fiziksel avantajlarla giderebilen ender adamlardandı. North Carolina'da Vince Carter ve Antawn Jamison ile big three'yi oluşturduktan sonra (big three falan beyler ben blogger'lığa alıştım bildiğiniz) kısa bir nba macerası (şanlı spurs'ümüzde de oynadı) ve daha sonra da Barcelona, Benetton, Malaga gibi yürolig takımlarında oynadı. Sonrası biraz evliya çelebi. Buralara yolunun düşmemesi biraz bizim şanssızlığımız biraz da kulüplerin beceriksizliği 






Marcelo Machado 2002'de son saniyede bizim milli takımı üçlüğüyle yıktı ve maçı kazandırdı, 2006'da kaçırması gereken faulü yanlışlıkla soktu ve maçı kaybettirdi. Bizim maçlarda muhakkak bir anısı var. Ama müthiş şut sokuyordu. En sevdiğim oyuncu türlerinden biri olan savunması zayıf ama eli ısınınca dış şutları durdurulamayan oyuncu türündendi. Böyle bir şutörün avrupa kariyerinin nerdeyse hiç olmaması skandal. Murat Didin zamanında İtalya ikinci liginde Rimini'de oynaması daha büyük skandal. Neyse ki sonra Zalgiris'e gitti de yürolig, ligde şampiyonluk falan gördü. 37 yaşındaymış, acaba basketbol bıraktı mı dedim ama geçen sene ligde 20 sayı ortalama ile oynamış adam. Brezilya'nın Harun Erdenay'ı sanırım.


Carl English yemin ederim bir ara olmak istediğim adamdı. Kanarya adalarında oynayan bir basketbolcu. Baskı yok, ilgi ve para çok ve Kanarya adalarında yaşıyorsun. O değil ondan önce de kolejde Hawaii'de oynuyordu herif. Yine bir dönem Tolga Tekinalp'e özenmiştim. İsveç'te oynuyordu lan adam. İsveç'te:( Carl English gibi yetenekli de değildi. Bu arada bu kadar özendik Carl'a ama anne babasını yangında kaybettiği kötü bir çocukluğu var. Her neyse. Bu da Machadogiller familyasından. Zamanında Galatasaray'a karşı da oynamışlığı vardır ama o zaman şutlarını konuşturan Chris Owens olmuştu. Gran Canaria'dan sonra Caja, Badalona ve Sevilla'da (hala burda) oynadı.. Okulaja bıraktı, Machado bırakacak ama biri tutsun bari Carl English'in kolundan ve buralara getirsin.





10 Temmuz 2012 Salı

300-500 atıcılar

simitin yanına çay mı yoksa ayran mı? biliyorum deko sen her halükarda ice tea'den vazgeçmezsin. peki madem yabancı kısa getiriyoruz atacak arkadaş mı yoksa her takımın ömer onan'ı yok türklerde de kürek gibi kol yok azcık topa el uzatsınlar mı?

sergen koşsa real madrid'de oynar misali her ikisini de yapsa burada işi ne diyenler olabilir. gerçi sergen'in koşmayan hali de orada oynardı ya neyse.

scott reynolds



yarım sezon antalya macerası pek göze batmamış ama batsa iyi olurdu. nova'da beraber çılgın attıkları benim için bu sezon hafif hayal kırıklığı olan corey fisher'la antalya'da tekrar buluşup çay içmediler elbette takıma 6 galibiyet kazandırıp kümede kalmalarını sağladılar. hele bunların içinde galatasaray'ı deplasmanda yendikleri ve reynolds'un 30 sayı attığı maç var ki bunun üstüne mühür oldu.

reynolds ilginç bir oyuncu. ona sadece atıcı, skorer yakıştırması yapmak hoş olmaz. oyunun her alanında var olmaya çalışan ve bunu yapmak istemekten öte yapabilen bir oyuncu. skorer kimliğinden arındırıp zaten vasat seviyede yapabildiği savunma işinde evrilebilecek yapıda olduğunu düşünüyorum.

istatistiksel anlamda zaten hem asist hem ribaund hem de top çalma konularda gayet iyi verilere sahip 5 yıllık kariyerinde. şut konusunda vasat üstü bir isim. yani aranan geleceğin all-around oyuncusu o olabilir.

kyle weaver



her yere uzanan uzun kollar, kendisini bir şekilde potaya yaklaştıran atletizmi, fena sayılamayacak şutları, eh işte'lik top hakimiyeti ve pas meziyeti. ribaundlarda pozisyonu için hayli dominant. takımınızda ona savunma rolü biçin ve çok büyük sorumluluklar vermeyin. bir şekilde faydalı olacaktır.

eğer hala aklında nba'in spot ışıkları ve ponpon kızların gülüşleri yoksa avrupada gelecekte büyük işler başarabilir. tam istenilecek ve yatırım yapılabilecek bir oyuncu.

pavel pumprla



fırıncı küreklerini topluyoruz. bu sefer sırada beyaz uçan adam pavel var. birkan batuk'un türk pasaportu 900bin ediyorsa çek pasaportuna başka anlamlar yükleyip bu elemanı diskotek lambası gibi parlatabiliriz.

ilk olarak bu sene başı euroleague elemelerinde khimki - cez nymburk maçında izlemiştim. daha sonra eurocup şampiyonu olan khimki'yi perişan etmişlerdi özellikle maçın başında. işte o bölümlerde pavel takımı sürüklüyordu.

genel itibariyle pozisyonuna göre birçok artısı var. atletik, hızlı, iyi bir bitirici, kararlı bir yapısı var.

fundamentalı iyi bir oyuncu için ayakları o kadar hızlı ki hareketli haldeyken durdurulması çok zor bir oyuncu haline geliyor. atletik avantajlarıyla hızlı hücumları smaçla bitirebilmesini de ekleyince takım için müthiş bir silah. düşünün ömer onan'ın hızlı hücumları smaçla bitiren halini. bizim gibi fastbreak bitiremeyen takım için bulunmaz nimet gibi geliyor maalesef.

şut mekaniği güven vermese de çok fazla üçlük kullanan bir oyuncu değil. diğer istatiskleri ise iştah açıcı 1.7 top çalma, 2.5 asist, 4 ribaund.

micah downs



twitter'dan ve sözlükten basketbol bilgisine güvendiğim fuenlabrada taraftarı nowitzki40 bülent'in listeye dahil ettiği bir isim downs. onun için yazdıklarını direkt koyuyorum.

"2-3 numara oynuyor genelde. boyuna göre kilosu az olduğu için çelimsiz gözüküyor ama ben bir kısada heleki beyazda böyle atletizm görmemiştim. inanılmaz bir sıçrama yeteneği var. oynadığı bölgeye göre pek skorer sayılmaz(geçen sene 11 sayı ort var) ama her işi yapan oyunculardan. 3,5 - 4 ribaund ortalaması tutturdu. bir de geçen sezon başında sakatlık nedeni ile 6-7 hafta kaçırdı. orayıda kaçırmasa ritmini bulsa çok daha iyi ortalamalar yapardı. böyle her işi yapan oyuncuları severim ben. takımı ateşleyen oyunculardan. manresada kontratı bitti sanırım, muhtemelen el takımları olmasa bile manresadan 1 tık üstte bir takıma gidebilir. iyi bir takımda 15s-5r-3a gibi istatistikler yakalar bence her sezon."


patrick christopher



kendisini daha 2 gün önce tanju'yla konuşurken ahmet kandemir'in son antalya'sında en iyi yabancının christopher olduğunu söylemiştim. hala aynı kanıdayım o kadro da göze batan ilk isimdi ve cholet'ten coachu erman kunter onu beşiktaş'a getirdi. bana kalırsa gayet iyi transfer. kendisi için de büyük bir şans.

chris lofton



listenin son iki sırasında tbl efsaneleri var. öncelikle ted'e attığı 61 sayı değil fener'e attığı 47 sayıyla bu ligin efsanesi olmuş lofton var. efsane şutör, efsane skorer. tırabıl dediği gibi "lofton'u alın rakip pota altına 4 tane 1.60 boyunda top toplayıcı koyun"

quinton hosley



yine efsane yine ahmet kandemir. kariyerini değiştiren karşıyaka macerası. sezon ortası dee brown, robert hite, chris owens, charles gaines'li kadroya britton johnsen değil de hosly eklenseydi n'olurdu diye düşünmeyen galatasaray taraftarının pek bilmediği düşünenlerin ise unutmaya çalıştığı forvet.

bir sonraki sezon allah razı olsun kendisinden en zor! dönemimizde yine pat diye ortaya çıkan koray mincinözlü sayesinde izlemiştik onu sarı kırmızıyla. ama kural yine değişmemişti. sezon ortası gelen sezon sonu gider...

hosley tepetaklak giden kariyerini geçen yıl italya'nın sürpriz takımı sassari'de hafifte olsa kurtardı. 15 sayı, 5 ribaund, 2.5 asist ve 30dk süre. hiç fena değil. belki hala son bir şansı hakediyordur :(

9 Temmuz 2012 Pazartesi

300-500 guard

transfer piyasasını en civcivli anlarını icra ettiğimiz şu günlerde tırabıl'ın sürekli olarak "yea ben olsam türk oyuncu kullanmadan ilk 3 yaparım" "bana şu kadar para verseler eurocup'ı alırım" söylemlerine yapsana lan çıkışını da yaparak şöyle piyasada müsait 300-500, 300-500, 300-500'lük oyuncuları bir çıkartalım dedik. tırabıl'ın desteksiz atışlarını destekler nitelikte olsak da.


lukasz koszarek




trefl sopot'un prokom'a kafa tutmasının yegane sebebi. underrated'ın polonya şubesi. adının hakkını verip koşarak yaptığı akınlar (:

hızı, saha görüşü, top hakimiyeti, pasörlük meziyetleri bu kadar üst düzeyde olup üstüne 15,5 sayı ortalaması, %48 üçlük yüzdesi. allahım mccalebb mi ! değil tabii şahsına münhasır koszarek.

jerel blassingame




david hawkins'in tbl final serisinde yaptığı hayvani işleri polonya'da yapıp mvp olan küçük liglerin büyük guardı.

sen başında prokom'la oynadığımız maçlarda nba kaçkınları değil avrupa basketbolunu bilen ve bize en çok dert açabilecek yapıdaki jerel ve donatas'tan korkuyorum demiştim. jerel az kalsın iki maçta da maçı bizden alıyordu.

savunmayı açmada uzman, delici guard tanımına uyan guard gibi guard. takımı oynatır, herkesi besler, potaya gider. yalancı bir penetre yapıp kaldırıp şutu sokar. parası neyse verip alınacak oyuncu.

tu holloway



combo guard. 1 numara kalıbında 2 numara da oynar, 1 numara oynayıp takım da sırtlar. draftlarda seçilememiş olması nba hayallerini bitirdi mi bilmem ama bu adam avrupaya gelirse 3 seneye ortalığı sallar.

"xavier'in 1.83 boyundaki skorer 1-2 numarası. ncaa son 2 yıl ortalamaları 18.6 sayı, 4.3 ribaund, 5.2 asist, 1.5 top çalma.

1 numara kalıbında bir 2 numara. tam bir combo guard. fakat oyun görüşünün sağlam olması hem 1 hem 2 numarada rahat oynamasını sağlıyor. mock draftlarda alt sıralarda olmasına rağmen müthiş potansiyel. march madness'da gösterdiği performansla daha da yukarılara çıkabilir.

potaya çok rahat penetre edebilmesi ve imkansız gibi görülebilen şutları sokması en önemli artıları. mükemmele yakın top hakimiyeti sayesinde penetreleri ya sayı ya da faulle sonuçlanıyor.

fakat tu holloway'in en büyük dezavantajı en azından draftlar için fiziği. 1 numara için birçok özelliği ortalama 2 numara içinse fiziği yetersiz. bu dezavantajlarını avrupa liginde pek yaşamaz ancak nba için yeterli görünmeyebilir. draftta geride kalmasının en büyük sebeplerinden biri bu."

onun için daha önce yazdıklarımı direkt copy-paste edeyim. fizik olarak pek nba'in tutacağı bir oyuncu değildi bu yüzden ona avrupa yolları, kaçıranlar çok yanar şimdiden demesi.

justin dentmon



300-500 bandının biraz üstü olabilir. hatta söylenene göre bir hayli üstü bir fiyat talep ediyormuş. ama bu sene avrupaya geleceği kesin gibi. nba kadroları hafiften belli olsun adı çıkmaya başlar.

austin toros'un geçen yıl şampiyonluğunda mvp ödülü de onun kucağına düştü. büyük potansiyel. ona biraz özgürlük verilip azcık kendine oyna denirse bokunu çıkartma ihtimali az olmamakla birlikte büyük işler yapabilir.

driplingini kesip gönderdiği şutlar imzası. çok güçlü değil ama en zor penetreleri bile en kötü ihtimal faul alarak sonuçlandırıyor. riski belki biraz daha büyük ama hücumcu guard arayanlar için vodka-vişne çizgisine bile çıkılabilir oyuncu.

daniel erwing




prokom'un son 8 yaptığı efsane kadronun oyun kurucusuydu. david logan, q.woods'la beraber büyük işler başarmışlardı. daha ileri gidecekken khimki macerası ona pek yaramadı. geçen yıl ukrayna'da rancik'le üçlü çektiriyordu.

hala piyasası var olan bir oyuncu. son 2 yılda birkaç defa beşiktaş'ın da gündemine gelmişti limitler zorlanırsa gelebilecek bir oyuncu. 500 olmaz 600 olur ama kötüsü olmaz.

dashaun wood



alba berlin'in ilginç wild cardına kadar oralardaki en göze batan şeydi wood. ilginç bir oyuncu değil, çok ekstra özellikleri yok. ama her şeyden biraz yapabilen ve güven verici bir opsiyon olabilecek bir oyuncu.


andrew albicy




geçen yıl gravelines'in rüya sezonunda parlayan genç fransızın fa olması bayağı şaşırtmıştı. gelişiminin de hala devam ettiği düşünülürse gideceği takım ve lig hayli önem taşıyor. yeteneğine güvenip ona yatırım yapmak isteyen takımları ihya edebilir.

marcus williams




sakatlık mevzusu olmasa geçen yıl unics kazan'ın guardı olacaktı. sözleşmesi feshedilince gezmeye başladı. en son çin dolaylarında görmüştük kendisini. belli bir riski göze alabilecek takımlarda izlemek güzel olur. potansiyel olarak sahip olduklarını artık görme zamanı geldi.







nba 2011 2012 sezonu / progresif nasreddin hocalı / konulu #2

hoca bir gün eşşeğe ters biner. hocanın eşşeğe ters bindiğini gören jeremy lin alaycı bi şekilde güler. hoca sence bi yanlışlık yok mu der, ne dengesiz adamsın diye ekler. elemanın dalga geçmesine bozulan hoca bu fıkranın bi parçası bre cahil diye cevap verir, hiç mi fıkra kültürün yok? sohbet iyi kötü devam ederken, hoca mevzuyu nba'deki lin'li kelime üretme kampanyasına getirmeye karar verir. niye öyle mahcup duruyorsun, "yeni geLİN" gibi der kahkahayı basar. espirisin anlaşılması için lin büyük harfle ha ona göre diyerek işin ayrıntısını verir. jeremy lin ne diyeceğini şaşırır, cevab veremez. hoca yine lafını esirgemez "yeni geLİN gibi sustun kaldın ahahaha ahahaha". aslında espirinin dandikliğinin farkındadır hoca ama renk vermez.

                                    
 

jeremy lin'e ayarı verdikten sonra eşşeğine bu sefer düz binerek pazara doğru yol alır hoca. pazardan ananas alma niyetindedir. ancak ananas fiyatlarını görünce almaktan vazgeçer. tam o sırada derek fisher hocaya seslenir, "hoca gel sana ananas vereyim tamamen organik". hoca yapıştırır cevabı "geçen gün ananas aldırdım çürük çıktı". eskidi bu espiri hoca, ilkokul 3 espirisi bu, hem senin tarzın değil der fisher. hoca fisher'a hak verir. fisher kilosu 5 lira ananasların deyince, hoca ayarı verir, "lokavtta oyuncular birliği başkanı olarak yaptıkların ortada. senle pazarlık yapılmaz, 3 liraya indirmeye çalışırım normalde ama senin yüzünde nba altı ay geç başladı. senden zırnık satın almam". üzerindeki bu kötü imajı silmek isteyen fisher, hoca tezgahın önünden uzaklaşmaya başlamışken bir adet ananası hocanın heybesinin içine doğru fırlatır. bir adet de tadelle atar üstüne. hoca döner ve "hey arkadaş sağol" diyerek teşekkürünü eder. ananas+ tadelleye bedevaya getirmiştir yine. ee adam nasreddin hoca.


pazardan evine doğru yol alırken ron artest'i görür hoca. ron artest hocayı görünce hemen yanına koşar. halhatır sorar, derken ismini değiştirdiğini ve metta world peace yaptığını söyler. ahmet mehmet sinan cengiz yusuf dururken metta world peace de nesiymiş diye çıkışır hoca. ikisi arasında tartışma devam edince araya köylüler girer. bu sırada metta world peace kendisini tutmaya çalışan köylülerden birine dirseği geçirir. hoca ismin dünya barışı ama her türlü çirkeflik sende diyerek yapıştırır cevabı. zaten leykırslı değil misiniz? sizden adamlık bekleyen de kabahat diyerek tüm los angeles lakers camiasını karşısına alır. ancak hocayı bilen bilir kimseyi karşısına almaktan korkmaz. 1982 darbe anayasasına hayır oyu verebilen %8 lik kesimdendir hoca. allah'tan başka kimseden korkusu yoktur. be heyt.




not: cenk erdem beylere tekrar selamlar
not 2: la olm paez-tirab durdurun amk beni yoksa blog batacak :(


7 Temmuz 2012 Cumartesi

oktay mahmuti ve anadolu efes

6 ay önce......
6 ay sonra......

kazanmayı ve kaybetmeyi öğrenmeye çalışmaktan şımarıklığa. haddini bilerek had bildirmekten kendini dev aynasında görmeye evrilmeye müsait bir 6 ay.

euroleague elemeleri aşıp en büyük sahnede olmaya hak kazandığımız günün sonunda, gecenin bir yarısı istanbul'a inen oktay mahmuti ve takımı için yazılan çizilenlerle bu ülkede her spor dalı yeniden organize edilir ve 4 yıl içinde her branşta şampiyonluklar yaşanır. yapılanma denilen şeye bir örnekti çünkü o. pek denenmeyen denense bile sabır gösterilmeyen bir şey. az'dan çok yapmak. yıllardır ağzımızın suyunu akıtarak izlediğimiz siena gibi ucuz ama kaliteli bir yapı.

her şeyi yapamayabiliriz ama iyi yaptığımız şeyleri en iyiye taşıyabiliriz.
zayıf yönlerimizi saklayıp iyi olduğumuz alanları zirveye taşımak.
paylaşmak. sadece topu değil oyunu paylaşmak.

işte oktay mahmuti 3 yıllık galatasaray projesinde bunu amaçlıyordu ve 3. yılda euroleague oynayıp daha sonra burada kalıcı bir takım yaratmak istiyordu. bütçe ve oyuncu profilini de buna göre ayarlamıştı. yapıya faydalı olmayacak ve beklentiyi artıracak yıldız oyunculara hep bu yüzden karşı çıkmıştı. dezavantajları olmasına rağmen yapmak istediği şeyi ancak ve ancak böyle başarabilirdi.

ne diyordu üzülmeyi de haketmek. biz hakettiğimiz şeyden vazgeçtik.




neyse lanetli konuya girmiş gibi bulunuyoruz ama oktay mahmuti ve onun anadolu efes'i için bunları aklımızda tutmak lazım. çünkü bu seneki efes'in onun takımı olduğuna ve olacağına inanmıyorum. çok ciddi ve kalabalık bir kontrat portföyleri var ellerinde ve bunları silip atmak pek kolay değil.

özellikle stanko baraç, batista ve sasha vujacic hatta bonservisine 1,5m dolar ödenen ve hala kiralık olarak dolaşan radu. ne bu oyuncular mahmuti'nin pek tutacağı tarzda oyuncular ne de artık bu oyuncuların efes'e aldıkları para oranında katkı yapabilmesi pek olası.




gelecek yılın anadolu efes'i üzerinde konuşurken bilmemiz gereken ilk detay çift guarda devam edilecek mi?

görülen şu ki hem avrupa basketbolunda hem de mahmuti'nin aklındaki basketbolda topun paylaşımı çok önemli. oyuncunun yaratıcılığından ziyade olgunlaşmış hücumlarla sayıyı bulma eğilimi diyebiliriz buna. kalite olarak en iyi oyuncu sizde olmayabilir ama daha boş şutu bularak daha yüzdeli hücum edebilirsiniz. mahmuti de böyle düşünüyor ve bu yüzden çift guard tercihini hafif esnetse de bozacağını düşünmüyorum. bu yüzden jordan farmar transferi önemli.

burada esnetilecek bölümlere geçmeden önce kerem - farmar, kerem - jamon, jamon - farmar kombinasyonlarında 3 numara oynayacak oyuncu büyük önem taşıyor. savunmada topa baskıyı ilk prensip olarak düşünen bir coachun bu kombinasyonlarda yabancı sınırını da düşünerek kerem - vujacic hatta birkan'la bu işi başarabilmesi pek olası değil. o yüzden 3 numaraya topa baskı yapabilecek, hücum ribaundlarına saldırabilecek, topsuz şekilde potaya hareket edecek bir sf gerekiyor. burada da vujacic hemen sırıtıyor.

yine buradan hareketle sinan güler'i hem 1-2 hem de 3 rotasyonunda görme imkanımız var. doğuş'la beraber rolleri ne olur o konuda şimdiden ahkam kesmek zor ama vujacic'in olduğu takımda mutlak ihtiyaç olduğu kesin. ( tüm bu farazi tahminler efes'in vujacic'ten kurtulamaması üzerine kurulu. düğün planlarını bile istanbul üzerinden yapan adamında gitmesini beklemek biraz uçuk ama hadi be nba'in güzide gm'leri diyoruz )

mahmuti ve basketbolundaki 2. unsur pick and roll'ler. mobil uzun kontenjanını semih erden ve kerem gönlüm'le karşılayacaklarını düşünüyoruz fakat burada ermal kuqo ve baraç'ın varlığı nedeniyle galatasaray'daki gibi tamamen p&r'ler üzerinden bir oyun oynanamayacak. mahmuti özellikle baraç'ı bir şekilde kullanmanın yollarını arayacaktır.

tıpkı sene başı pekovic'i istediği gibi eğer olursa kaliteli bir uzun buna göre oyunu şekillendireceğini düşünüyordum. baraç tam olarak böyle bir uzun mu? pek değil ama en iyi yaptığı işte uzmanlaşmak isteyen mahmuti baraç'tan da en iyi yaptığı şeyi 8-10dk yapmasını isteyebilir.

burada tek eksiklik kerem gönlüm'ü daha 5 rotasyonuna kaydırma ihtimali üzerine dusko'nun 4 numarada eksik kalması. geçen yılı 3 pf ile geçiren mahmuti bu açıdan cebinde bir silah daha olarak bir uzun forvet düşünebilir. kinsey'le yolların ayrıldığını da hesaba katarak bu ismin devşirme statüsündeki preston shumpert olması beni şaşırtmaz.

...............

her ne kadar mahmuti kadrosu olmasa da vujacic ve baraç'ın durumlarına göre oyun olarak çok iyi bir takım kurabilirler.

konuşulan isimlerden jordan farmar doğru isim. hatta ben bo mccalebb - farmar ikilisi arasından seçim yapacak olsam anadolu efes ve mahmuti için farmar'ın daha mantıklı durduğunu söyleyebilirim. topu elinde isteyen ve topla muazzam bir oyun kurucu olan bo mccalebb, topu paylaşma üzerine kurulu bir takımda aynı etkiyi göstermeyebilir. farmar ise bana daha bu sistem için yatkınmış gibi geliyor.



3 numara konusunda ise kinsey gittiğine göre mutlaka bir hamle yapılmalı. mahmuti geçen yıl galatasaray'da shipp'i back-up edecek 6.yabancıyı bir türlü almamıştı umarım bu defa aynı hatayı yapmazlar ve oraya iyi bir yabancı alırlar. sato? shipp? eidson?

şimdilik mahmuti ve anadolu efes birlikteliği bu kadar. bakalım düşük bütçelerin adamı, sistem uzmanı oktay mahmuti bu kadar geniş bütçeyle daha egolu oyuncularla neler yapabilecek. sistemini oyunculara uydurup en doğruyu bilmediğimi biliyorum deyip hem kendini hemde sistemini daha da mükemmelleştirmeye mi çalışacak, yoksa başarılı olan hep başarır mı diyecek?

...............

son olarak anadolu efes'in vujacic ve farmar'ı tekrar bir araya getirmesini ünlü lakers'lı trouble'a sorduk fakat cevap alamadık. çünkü adam kayıp.



4 Temmuz 2012 Çarşamba

ergin ataman ve yeni galatasaray



sezon bitince bayağı hovardalık ettik ve "blogu boşladık" transfer döneminin en cafcaflı döneminde ekmek yiyemedik. neyse geç olsun güç olmasın. biz de 7 katlı apartman yapmak için yola çıkıp 4. kata gelindiğinde bu apartmandaki tüm daireler neden doğuya bakmıyor diye yıkılan ve yeniden inşası başlanan galatasaray'la başlayalım.

oktay mahmuti dönemini gerek trouble ve deko gerekse de ben o kadar çok yazdık ki artık bize bile hafiften iğreti gelmeye başladı o konuyu konuşmak o yüzden orayı sadece 1 adet trouble yazısı nakşederek geçiştirmek istiyorum. okumaktan hala imtina etmeyenler şu yazıyı bir okusunlar.

http://www.rerererarara.net/sozluk.php?id=990685

neyse bizler yine de büyük başkan ünal aysal'ın ve güzide şube yöneticilerimizin samimiyetine inanarak her katta hem 4 daire olacak hem de hepsi sabah güneşini alacak fikrine inanıp yola çıkalım.

ergin ataman ismi ilk gündeme geldiğinden beri mevcut galatasaray kadrosunun ergin hoca'ya hiç uymadığını söylüyorum. haklı sebeplerim de var.

mevcut galatasaray kadrosu çok geniş ve mahmuti'nin gelecek adına bazı şeylere de göz yumarak kurduğu bir kadro. en basitinden kerem tunçeri olmayınca ender'le imzalanan 3 yıllık anlaşma, cevher özer'in türk olmasından mütevellit piyasadan alınacak uzun kaygısıyla imzalanan 1+1 yıllık kontrat. shumpert'ın devşirme rolüyle, jaka'yı bir eurocup takımına kazandırmak için imzalanan yüklü ve 2 yıllık kontratı vs.

ataman ise kendi ifadesiyle daha dar rotasyon kullanmayı seven ve galatasaray'da da böyle hareket edecek bir coach. o yüzden pek hazetmediği cevher, yerine daha iyi devşirme olduğuna inandığı dudley'i getirmek için shumpert, oktay mahmuti'nin de göndermek istediği jaka lakovic ve engin transferiyle biraz mevkisiz kalmış ender arslan. bu oyuncuların hepsinin gidişi ciddi maddi külfet.

0'dan kadro kurup 9 milyon dolarla şampiyon olmak bile bundan daha kolay. en zoru bu.



ergin ataman'ın yol haritasını tahmin etmeye çalışırsak, öncelikle yola 5 yabancı + 1 devşirme buna ek olarak da 4-5 yerli oyuncu düşündüğünü farzediyorum. ender, furkan ve ilkan'ın takımda olacağını biliyoruz. engin atsür ve cenk akyol'la da türk kadrosu tamamlanacak gibi. devşirme konusunda zaten elimizde çok bir seçenek yok. dudley olmazsa ali karadeniz o da olmazsa shumpert'la 1 yıl daha.

fakat benim asıl anlamadığım ve pek hoş karşılamadığım durum transferde önceliğin bariz bir şekilde bonservis ödemeyi göze alarak beşiktaş'a çevrilmesi. arroyo, hawkins, dudley ve bonsu.

david hawkins ve e.dudley konusunda itirazım yok ama arroyo ve bonsu için hem ödenecek bonservis hem de yıllık ücretler konusunda doğru yolda olduğumuzu düşünmüyorum. ve daha da önemlisi ilk tercihlerimizin bu oyuncular olması pek hoşuma gitmiyor.

peki nasıl bir kadro kurulmalı?

şimdiye kadar gündeme gelen tüm isimlerin sonuna gelen soru işareti hep guard transferine bağımlı durumda olmamızdan mütevellit. bunu ergin ataman da söyledi. sofo ve david andersen'in transfer durumu gelecek guarda göre şekillenecektir diyordu. sofo bugün pao'ya imza attığına göre şimdilik bilinen, gündeme gelen 2 pivot kaldı. bonsu ve d.andersen.

pivot olayına gelmeden önce jamon gordon ve josh shipp için bir parantez açmak lazım. mahmuti'nin çift guardlı sisteminden bir dönüş olacağı için jamon'un pozisyonu biraz dengesiz kalıyordu. 1 numara için ergin ataman daha oyunu kontrol edebilecek ve tek başına hücum organizasyonları sağlayabilecek bir oyuncu tercih edecektir. bu açıdan belki jamon ve shipp ikilisi 2-3 numara pozisyonu için tercih edilebilirdi ama jamon kendisine daha fazla ilgi gösteren oktay mahmuti ve efes'i tercih etti. shipp'in durumu ise şimdilik belli değil. ben onun da kalacağını sanmıyorum.



guard tercihinde ise ilk öncelik yine beşiktaş'lı carlos arroyo'da sanırım. eğer bahsi geçen rakamlarda hata yoksa 2 milyon dolar istiyormuş. bu parayı ona verebilmek hayli yürek ister. arroyo geçen yılı muazzam geçirmiş olsa da risk primi olarak varyansı çok da düşük değil. özellikle oyun içi istikrarının çok yüksek olduğunu düşünmüyorum.

arroyo vb. oyuncular ( mire chatman, khalid el-amin ) aldıkları süre boyunca hep aynı oyunu ortaya koyamaz ama sürekli parkede oldukları için oyunun boşluğunu bulduğu anda ağırlığını koyar ve dengeyi değiştirir. fakat bunu sağlamak için arroyo'yu parkede 30dk tutmanız lazım. geçen yılın beşiktaş'ı böyle bir takımdı ve hep arroyo'nun istediği oyunu oynayan bir yapıya bürünmüşlerdi. yedek guardları mehmet yağmur olan bir takımdan bahsediyoruz. bizde ise şimdilik engin atsür ve ender arslan var o bölgede. yani bu demektir ki arroyo 30-35dk civarı oyunda kalamayacak.

konuyu saptırmadan nasıl bir guard konusuna gelecek olursak da konuşulan cenk akyol ve 4 numara transferini de hesaba katarak savunmayı kapanmaya zorlayacak patrick beverley, dontaye draper, tyrese rice gibi guardları tercih etmek mantıklı gibi geliyor. ( arroyo çok da farklı bir guard değil bu saydığım isimlerden birçok benzer özellikleri var. hatta arroyo'nun yön değiştirme kabiliyeti hepsinden kat be kat daha üstün. zaten genel olarak yetenek, karar verme açısından ender bulunabilecek guardlardan biri ancak yıllık 2milyon dolarlık maliyet ve yukarıda bahsettiğim konular göz önüne alındığında ben arroyo'nun büyük riskler taşıdığı kanaatindeyim )



2-3 numaralı rotasyon için çok fazla isim ortaya çıkmadı henüz. bilinen david hawkins'in kararına göre bu bölge şekillenecek. geçen yılın mvp'sini isteyen kulüp sayısı hayli fazla ama ben onun seneye galatasaray'da olacağını düşünüyorum. cenk ismini de "takım yaratma konusunda uzman" ataman'ın forvette mutlaka yüzdesi yüksek bir şutör istemesinden dolayı mantıklı buluyorum. geçen yıl serhat ve m.yağmur'un 2-3 pozisyonunda bulduğu boş şutlar onu cezbetmiş ve orayı kullanmak istiyor gibi. arroyo olmasa bile oraya gelecek guard mutlaka potayı tehdit edebilir biri olmalı.

buraya kadar elimizde olan en büyük done geçen sene en büyük silahımız olan pick and roll hücumlarının ana silahımız olmayacağı. hatta ben pek kullanacağımızı da sanmıyorum. guard ve kısa rotasyonuna düşünülen isimler en azından bunu gösteriyor. hatta uzun rotasyonu için ilk gündeme gelen "ortayı kapatacak uzun, sırtı dönük oyunu olan uzun" tabirlerinden yola çıkarak avrupanın en devasa pivotuna teklif götürülmesi ( biraz ironik gibi görünse de ) p&r işinin bu sene pek kullanmayacağımızın bir diğer göstergesi. bu arada umarım bu kalın pivot işini sofo'yla kapatmışızdır bir nathan jawai hamlesi üzer mi üzer.

4 numara konusunda 3 isim sadece gündeme değil coach'un ağzına bile düşmüş durumda. kostas kaimakoglou ve nik caner-medley için 1 milyon euro'luk teklifimiz olduğu konuşuluyor. gerçi coach kaimak'ın durumunun geçen gün belli olacağını söylemişti ama hala bir gelişme yok o cepheden. diğer konuşulan isim nik caner-medley ise bizleri fazlasıyla heyecanlandıran bir isim. estudiantes'ten direkt buralara getirememek bir eksiklik olsa da valencia'dan onu kopartıp buraya getirebilirsek çok büyük iş yapmış oluruz. genç bir oyuncu değil ama kariyerinin en verimli dönemini geçiren çok iyi bir pf.




dönem 4 numaralarında aranan en büyük özellik olan çizginin gerisinden şut sokabilme özelliğine sahip ve içeriden hem 1e1'de savunmacısını geçip potaya gidebilmesi, orta mesafeden sokup üstüne post-up oyunlarını da oynayabilmesi onu çok ayrı bir yere koyuyor. işin savunma ve takım kurgusu tarafında ise işten kaçmayan, fiziksel özelliklerini gist gibi smaç vurmak, uçmak için değil de rakibini yıpratmak ve geri adım atmamak için kullanan, gerekirse tek başına fastbreak bitirebilecek derecede de topla haşir neşir bir arkadaşımız. umarım bu tarafa gelip galatasaray forması giyer.

5 numara konusu ise taraftara mesaj niteliğine olacak gibi. galatasaray taraftarı gönlünü ferah tutsun luksa andric veya onun gibi p&r oyun üzerinden ekmek yiyen bir pivotumuz olmayacak. "basketbolun doğrularını" yapabilen bir pivot gelecek. bu ne demekse "basketbolun doğruları" öğrenince onu da yazmaya çalışacağız.


not: yazıda birkaç adet çok kötü deko esprisi kullanılmış olabilir. taslak metinken sansüre uğruyorum bu yüzdendir sevgili okurlar.